108 yıl sonra yeniden

RUSYA Devlet Başkanı Vladimir Putin, Cumhurbaşkanı  Erdoğan ile görüşmek üzere 8 Ocak'ta Türkiye'yi ziyaret edecek. İstanbul'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşecek olan Putin, TürkAkım projesinin açılış seremonisine de katılacak. İki Lider arasındaki görüşmede Akdeniz ve Libya konuları masaya yatırılacak. Kısaca son söz Türkiye'de söylenecek. Şüphe yok ki Türkiye'nin ulusal güvenlik ve çıkarlarına yönelik tehditleri bertaraf etme girişimi olarak Libya ile imzaladığı 'Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası' Libya iç savaşını yeniden Türkiye'nin gündemine getirdi. Söz konusu muhtıra kapsamında Türkiye'nin Libya iç savaşına askeri müdahale olasılığı bizzat Cumhurbaşkanı  Erdoğan tarafından dile getirildi. Erdoğan yaptığı açıklamada, Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin  meşruiyetine ve taraflar arasında imzalanan güvenlik ve askeri işbirliği muhtırasına atıfta bulunarak talep gelmesi durumunda askeri müdahalenin gerçekleşebileceğini belirtti. O talep de geldi ve Libya'ya asker gönderme tezkeresi Meclis'te onaylandı.

Denklem bozuldu

Türkiye'nin Kasım ayı sonunda Libya ile imzaladığı Deniz Yetki Alanları Mutabakatı, Akdeniz'de dengeleri tamamen değiştirdi ve siyasi hareketliliği artırdı. Türkiye'nin uluslararası hukuktan doğan haklarını korumak ve bölgedeki enerji kaynaklarının hakça paylaşması amacıyla başlattığı, siyasi, diplomatik ve askeri girişimler sonucu, bölgede Türkiye'ye karşı, İsrail, Mısır, Güney Kıbrıs ve Yunanistan tarafından kurulmak istenen denklem bozuldu.  Ocak ayında, bölgeye ilişkin ikili ve çoklu diplomasi trafiğine ilişkin ajanda da bunu göstermekte. Libya'nın komşusu Tunus'a 25 Aralık'ta günübirlik bir ziyaret yapan Erdoğan, Libya'da siyasi uzlaşmanın sağlanması amacıyla oluşturulan Berlin Süreci kapsamında yapılması öngörülen uluslararası toplantıya Tunus, Cezayir ve Katar'ın katılmasını sağlayarak Trablus aleyhine olan durumu düzeltme amacında. Erdoğan aynı zamanda Almanya, İngiltere başbakanları ve Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile de yakın temas içinde Tüm bu diplomatik sürecin merkezinde Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında 8 Ocak'ta yapılması öngörülen görüşme yer alıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde yaptığı tüm konuşmalarda, Wagner güvenlik şirketine bağlı 2000 Rus paralı askerin Libya'da Hafter saflarında yer aldığını gündeme getirerek Putin'e açık bir mesaj göndermişti. Putin ile yaptığı son telefon görüşmesi sonrasında Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal başkanlığında üst düzey bir heyeti Moskova'ya gönderen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ile hem son dönemde İdlib'den kaynaklanan sorunların çözülmesi hem de Libya'da bir orta yol bulunmasını zorluyor.

Tarih tekarrür ediyor

Süreci yakından takip eden kaynaklar, Erdoğan ve Putin'in Suriye'de olduğu gibi Libya için de temel parametreler üzerinde uzlaşma yolunu seçebileceklerini, iki ülkenin giderek derinleşen siyasi, ekonomik, savunma sanayii ve enerji işbirliklerini tehlikeye atmayacaklarını öngörüyorlar.
Tezkerenin Meclis'ten geçmesiyle Mehmetçik tam 108 yıl sonra bir kez daha Libya topraklarına ayak basmış olacak. Türk ordusu en son 1911-1912'de Trablusgarp Savaşı'nda şu anki Libya topraklarında savunma mücadelesi vermişti. İtalya'ya karşı şimdiki Libya topraklarında bulunan Trablusgarp'ta yapılan mücadeleye Mustafa Kemal de bizzat katılmıştı. İtalyanlar, 29 Eylül 1911'de Trablusgarp ve Bingazi'yi ele geçirmek için Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etti. Ancak aralarında Mustafa Kemal'in de bulunduğu Türk subaylarının öncülük yaptığı direniş hareketiyle karşılaştılar. Ancak kanlı muharebeler devam ederken Balkan Savaşı'nın patlak vermesi nedeniyle Türk askerleri Afrika'daki son vatan toprağını da terk etmek zorunda kaldı. Şimdi tarih tekerrür edip Mehmetçik Libya'da  bir kahramanlık tarihi daha yazmaya hazırlanıyor.