DENİZ Baykal'ın istifasının ardından Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığını açıklaması; taşları yerinden oynattı.

Baykal'ın istifa metninde dile getirdiği "İstifam, CHP'yi dizayn etmek isteyenlere bir imkân tanıyacak" sözlerinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini göreceğiz...

CHP'de son karar bugün ve yarın verilecek.

Ancak Kılıçdaroğlu'nun kararı 14 Mayıs 1972'leri, yani Ecevit'in İnönü'ye karşı çıkışını akla getirdi. Cumhuriyet Tarihi Ansiklopedisi'nde yer alan araştırma bugün yaşananların, İnönü - Ecevit mücadelesinin bir kopyası gibi olduğunu ortaya seriyor.

CHP'de yaşananlar ve Baykal - Kılıçdaroğlu çatışması, partide ikinci dönüşümün işareti olabilir. CHP 'ortanın solu' anlayışıyla girdiği 1965 seçimlerinde tam anlamıyla hezimete uğradı.

DP'nin mirasını sahiplenen AP, seçimlerden açık ara bir zaferle çıkıyor, Türkiye'de yeni bir dönem başlıyordu.

Batı basınının manşetleri durumu çok iyi özetliyordu: "Menderes hayaletinin zaferi", "Millet hâlâ DP'ye sadık..."

BALYOZLU YILLAR...

BU dönem, Ecevit'i Genel Sekreterliğe götürecek yolu da açıyordu.

18 Ekim 1966'da toplanan Kurultay, tekmeli, yumruklu, kıyasıya bir söz düellosuna sahne olmuş, tek alkışlanan adam ise Ecevit'ti.

Genel Sekreterliğin en güçlü adayı da Bülent Ecevit'ti.

Ancak, İnönü bu fikre şiddetle karşı koyuyordu.

Ecevit'in beklediği darbe ise 12 Mart 1971'de gelir.

Balyoz operasyonlarının da habercesi muhtıranın ardından Demirel Hükümeti istifa ettirilerek Nihat Erim, asker tarafından yeni hükümeti kurmakla görevlendirilir.

CHP'de bu, parti içi çatışmalarda bardağı taşıran son damla olur bu.

21 Mart'taki CHP grubunda hükümete katılıp katılmama tartışmaları doruğa çıkar...

İnönü, Erim hükümetine katılmak ve desteklemekten yana tavır koyar.

Ecevit ise böyle bir karar alınırsa istifa edeceğini duyurur.

Ecevit, yönetiminde bir gün önce yapılan MYK toplantısında hükümete katılmama, güven oylamasında CHP'li parlamenterleri serbest bırakma kararı alınmıştı ama İnönü, hükümete destek için gruptan bağlayıcı karar istiyordu.

Ancak ipler kopar ve Ecevit, İnönü'ye istifa mektubunu gönderir.

İnönü, "5. Olağanüstü Kurultay'ın, 5 Mayıs 1972 günü ve 20. Kurultay delegeleriyle toplanacağını" ilan eder.

5 Mayıs'ta konuşması için kürsüye gelen İnönü, son kozunu oynar ve açıkça "Ya ben ya

Bülent" der..

DENİZ BİTTİ...

MEYDAN okumalarla süren Kongre'de söz, en çok tartışılan adama, Ecevit'e geldiğinde soluklar tutulur.

Parti Meclisi, 507'ye karşı 709 oyla Kurultay'dan güvenoyu alır ve tercihini Bülent Ecevit'ten yana koyar...

Artık İnönü'ye istifa yolu görünmüştür.

İnönü, kısa istifa dilekçesini sunar:

"CHP Merkez Yönetim Kurulu Başkanlığı'na,

CHP Beşinci Olağanüstü Kurultayı'nın 7 Mayıs 1972 toplantısında verdiği karar sonucu olarak, CHP Genel Başkanlığından çekildim.Tüzüğün 28. maddesinin gerektirdiği işlemin kurulunuzca yapılması için saygılarımla arz ederim. İsmet İnönü"

Bu satırlar, CHP'de 33 yıl, 4 ay, 11 gün süren İnönü döneminin sona erişini, Ecevit döneminin başladığını ilan ediyordu.

İnönü, istifanın ardından Yalova'da dinlenmeye çekilir..

Ancak İnönücüler iktidarı kolay teslim etmeyeceklerinin işaretini verir...

Ecevit'in genel başkanlığına engel olmak için 'ihtiyati tedbir' için mahkemeye bile başvurur.

Fakat çabaları sonuçsuz kalır...

14 Mayıs'ta genel başkanlık seçimi için toplanan Kurultay'dan Bülent Ecevit, Genel Başkan olarak çıkar.

51 il başkanınca ortak aday gösterilen Ecevit, 913 delegeden 826'sının oyuyla Atatürk ve İnönü'den sonra CHP'nin üçüncü genel başkanıdır artık.

Ertesi günkü gazetelerin çoğu "Şef Partisi'nden Halk Partisi'ne..." manşetleri ile çıkıyordu

Yarın ise bu manşetleri görebiliriz: Deniz bitti....Baykal'ın sonu....

Bekleyelim ve bundan sonra yaşanacakları görelim.