Bir yılda ikinci söylem, tehdit anlamı taşıyor. Vatandaşı ilaçsız bırakarak, devlete karşı provakasyon körükleniyor adeta. Büyükelçinin görevleri arasında ilaç firmaları ile sıkıştırmak mı var? Bunu yaparken de ilaç firmalarına son bir yılda borcun nasıl katlandığını bilgisini veriyor. O sözlerden anlaşılan, borca da girilse Türkiye koronavirüsle öyle mücadele etmiş ki beyzadeler rahatsız olmuş. Dünya virüse binlerce insanını kurban vermişken varsın borcumuz olsun. Borç ödenir, can geri gelmez. 

Büyükelçinin borcumuzu dillendirip, ilaçsız kalacağımızı duyurarak adeta muhalefete kopa veriyor. 'Devlet paraları nerde harcıyor' kapısını aralatıyor. PKK ezilirken ülkeyi borçla sıkıştırmaya çalışıyorlar. Stratejik çalışıyorlar. 

Neyse efendim, Eczacılar Birliğinin açıklamasında 'ABD'li ilaç firmaları ile görüşmenin devam ettiği sırada' o açıklamanın altında siyasi saldırı yatabilir lakin o ilaçlar hayati öneme sahip, denilmiş. 

Hayırsız komşu, insanı kap kacak sahibi yaparmış. Yerli ilaç üretimi çalışmAsı başladı. Onlarca Eczacılık Fakültemiz var. Sadece ilaç hammaddelerini ezberletmek yerine, ilaç yapımının önünü açıcı derslere ağırlık verilmeli. İle hammaddesi üretimi sağlanmalı. 

Virüse karşı kullanılan bir ilaç üretilip, kullanılıyor. Devleti atakta tutacak sanayide millileşme hız kazanmalı. İç siyaset bileşenleri, küreselleşmeci fikir ve dayatmaları bırakıp, millileşmeyi seçmeli. PKK uzantısı parti için ağıt yakacaklarına, Aziz vatan için milli fikir üretmeliler. 

Büyükelçiliğin geçen yıl tam da bu vakitlerde twit rezaleti vardı hatırlarsanız. Hiçbir mevzu tesadüfen açılmaz. Yedi düvel hiç bir mevzuda tesadüfen bulunmaz. Benden söylemesi. 

Ya da, sinek küçükte olsa mide bulandırdı.