Eskilerin; “AĞA” olarak tabir ettikleri bir büyüğümüz şöyle demişti; “Gün gelecek, paran, beyin gücün ve silah gücün yoksa yaşayamayacaksın” O zamanlar pek mana verememiştik. Ama zaman geçtikçe taşlar yerine oturdu. Büyüğümüz haklıydı. Rahmetli Sabancı ailesinin, parası vardı. Yetişmiş beyin gücü vardı. Tek eksikleri silah gücüydü. O güç olmayınca, teröristler plazayı basıp Özdemir Sabancı’yı öldürdüler. Sabancı örneğinde olduğu gibi büyüğümüzü haklı çıkaracak pek çok olay yaşandı ve yaşanıyor. Ki; böyle bir örneği de ABD’de ailece tanıdığımız bir kardeşimiz yaşadı.

Volkan Selen, beyaz yakalı gençlerden. Amerika’da yaşıyor. J.P Morgan’da yüzlerce milyon dolarlık fonlarını yönetiyor. Kardeşi Tayfun Selen de Amerika da. ABD’de ilk TÜRK Belediye Başkanı. Chatman İlçesinin Başkanı ve 500 milyon dolar bütçeli Morris Cauntry’nin meclis üyesi. İki kardeş, Amerika da Türkiye’yi başarıyla temsil ediyor.

Selen ailesinin İstanbul Büyükçekmece, Albatros sitesinde bir dairesi var. Site, iki bloktan oluşuyor. Bir bloğu satın alan müteahhidin amac diğer bloğu da alarak, daha büyük inşaat yapmak. Rantına rant katmak. Zira bölge değerli. Tek sorun Selen ailesinin dairelerini satmamaları.

Müteahhit bir kaç defa arayarak satmalarını istiyor. Olumsuz cevap alınca, kibar konuşmalar kabalaşıyor. İsimsiz tehdit telefonları gelmeye başlıyor. Kardeşler, tehditlere kulak asmıyor. Ortam böyle iken, Volkan Selen, avukata vekâlet vererek Amerika ya dönüyor.  

Bir müddet sonra teyzesinin oğlu Hakan, Volkan Selen’i arar;

—Sizin eve hırsız girdi. Volkan Selen duyduğu habere şaşırmaz.

—İyi de hırsızın evden alacağı bir eşya yok ki.

Teyze oğlu; —Hırsızlıktan öte bir şey. Çalınan eşya ıvır zıvır. Eve girenler her şeyi kırıp dökmüş parça pinçik etmiş..

Olay, Büyükçekmece Emniyet müdürlüğüne intikal etmiş. Polisler gelip inceleme yapmış. Zabıt tutarak gitmişler. Volkan Selen, eve girenler konusunda müteahhit ve adamlarının araştırılmasını istemişse de netice alamamış.

Avukatına; —Evde bizden birileri de olabilirdi. Bu o kadar basit mesele değil. Sonuna kadar gidelim, diye talimat vermiş.

Dahası, Ankara’dan hatırlı dostlarını devreye sokmuş. Polis bu defa daha ciddi çalışmış. Ekipler evde pek çok parmak izi bulmuş. Selen ailesinin hali vakti yerinde... Neredeyse tüm aile beyin takımı. Büyüğümüzün dediği gibi; silah güçleri eksik. Belki de İstanbul da yaşıyor olsalar. Hatta Büyükçekmece de otursalardı. Canları da tehlikeye girecekti. İşte burada ailenin eksik olan silah gücünü kolluk kuvvetleri oluşturuyor. Polis, sadece Selen Ailesini değil herkesi korumak zorunda. Ki; koruyor da.

Büyükçekmece Emniyet Müdürlüğüne düşen görev eve giren çapulcuları tespit etmek, bulmak. Bunun için iddiaları dikkate alıp, müteahhit ve adamlarının parmak izlerini almak. Soruşturmayı derinleştirmek. Amerika da Türklerin gururu olan Selen kardeşleri huzura kavuşturmak. Meydanı bir avuç çapulcuya, sahte kabadayıya bırakmamak. İlginç olan, Amerika’dan olay ile ilgili bilgi almak için, Büyükçekmece Emniyet Müdürlüğünü arayan Volkan Selen’e polislerin; —Amerika’dan bu işi takip edemezsiniz, diyerek bilgi vermemeleri.

Böyle bir cevabın iki anlamı olabileceğini düşünüyor Volkan Selen; Ya, müteahhidin arkası çok kalın. Ya da polisler işi kapatıp savsaklamaya çalışıyor. Neyse ki evleri sigortalı olduğu ve de hırsızlık olayı sigortaya bildirildiğinden, sigorta müfettişleri ve avukatları soruşturmayı derinleştirmişler.

Volkan ve Tayfun Selen ana vatanlarında yaşanan bu çirkin olaydan ve polisin tavrından duydukları rahatsızlığı şu sözlerle dile getiriyorlar.

—Amerika’da yaşıyor olmamız suç mu?

—Araya birilerini sokmasak parmak izi ekibi bile gönderilmeyecekti.

—Bugüne kadar hiç kimsenin, özellikle de müteahhit ve adamlarının ifadesi alınmadı. Kardeşlerin soruları basit; Cevap; Büyükçekmece Emniyet Müdürlüğünün. Cevap gelmezse, İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu’nun. Zira kısa sürede cevap alınmaz. Soruşturmada bir yere varılmaz ise, Sayın Bakanımızı Amerika’dan meslektaşı arayıp, hatırını sorabilir.