BAŞBAKAN Erdoğan, Kürt açılımı için DTP ile kolkola giriyor. Çok şey söylemeye gerek yok. Aslında yukarıdaki fotoğraf her şeyi anlatıyor. Soldan sağa: Celal Talabani, Abdullah Öcalan, Mehdi Zana (Leyla Zana'nın eşi) ve Ahmet Türk...

Fotoğraf teröristbaşının Suriye'de bulunduğu yıllarda çekilmiş. Biri şimdi Irak'ın en başı, diğeri DTP'nin başı, teröristbaşı ile el ele poz vermiş.

İşte Erdoğan şimdi bu üçlüden medet umuyor. DTP Genel Başkanı Ahmet Türk PKK'ya ''terörist'' dememek için direniyor. Erdoğan, ise ''PKK'ya terör örgütü demeyenle buluşmam'' diyordu ama sözünden vazgeçip buluşma gerçekleşti.

İMRALI DA YOL HARİTASINI AÇIKLIYOR

ERDOĞAN, DTP ile biraraya gelirken teröristbaşının da bugün yol haritasını açıklaması bekleniyor.Yukarıdaki terör dostları "Biz barış için varız" derken acaba ne kadar samimi? Hepsi de PKK paçavrasının önünde poz vermiş. Hepsi de lafa gelince "barışçı".

Ve Öcalan... O zamanlar hapse gireceğini bile düşünmüyordu belli ki. Şimdi hapiste ama hâlâ Kürt devleti fikrinden vazgeçmiş değil, istediği gibi at oynatıyor...

Bunlar biline biline hükümet ''Kürt açılımı'' adı altında, terörle mücadeleyi değil teröristle müzakereyi seçiyor.

BASININ TERÖRİST SEVERLERİ

PKK'nın Kandil'deki ve İmralı'daki sözcüleri ile basınımızın terörist severleri küstahlıklarına bir yenisini daha ekleyerek, silahların bırakılabilmesi için Türk devletine bir barış planı sunmaya ve askeri ateşkese çağırıyor. Teröristbaşı Öcalan'ın serbest bırakılması isteniyor.

Kandil'den mesaj taşıyanlar vasıtası ile "Türkiye'yi ağır koşullar altında tutulan başkanımız Abdullah Öcalan'ı serbest bırakmaya çağırıyoruz. Böylece, adım adım bir ilerleme kaydedebilir, sorunlarımıza çözüm bulabilir ve hiçbir zaman çözüm olmayan askeri güce başvurmayabiliriz" diyebiliyor.

Hükümet ve basınımızın beslemeleri de ''Demokratikleşme gerçekleşiyor'' diye bunlara alkış tutuyor.

GAFLET UYKUSUNDAN UYANIN

PKK'nın silah bırakma sözlerini ve bunun neye malolduğunu yıllar önce de görmüştük.

Yıl 1993 aylardan Mart. O günlerde Suriye'de bulunan Abdullah Öcalan, Celal Talabani'nin önerisini kabul ederek, 20 Mart günü tek taraflı sözde ateşkes ilan ettiğini açıklıyor. Bir süre olaylar duruyor. Ancak PKK örgütte çözülmenin başladığını fark ederek, yeniden eylem kararı alıyor.

24 Mayıs 1993 günü de, Elazığ-Bingöl karayolunda bir otobüsten indirilen 33 asker kahpece şehit ediliyor.

Yıl 1996, aylardan Temmuz. PKK, Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde bulunan Ortaklar Karakolu'na saldırı düzenliyor. Saldırıda 14 asker şehit olurken, 8 askerimiz de kaçırılıyor. Ağustos 1996'da Zeli Kampı'na bir heyet gidiyor. PKK, askerleri bir basın toplantısı ile heyete teslim ederek, psikolojik amacına ulaşıyor.

O dönemdeki ateşkes ve yaşanan kalleşliğin ardından tam 16 yıl geçti.

Yine aynı senaryolar ve talihsiz açıklamalar,''garip yol arkadaşlıkları'' oluşuyor.

Öcalan'a ''Sayın'' demek için malûm kişilerin ardından devletin bazı kuruluşları da sıraya giriyor.

Vakit geç olmadan gaflet uykusundan uyanın beyler.

Uyanmazsanız bu millet uyandırmasını bilir, sonucu da kâbusunuz olur.