Hadi biraz nostalji yapalım.
Şu durmadan düşen borsamızdan, yükselen dolar’dan,
Bir türlü inmeyen faizlerden,
Corona’dan,
Hatta cebimizi yakan çarşı pazardan sıyrılıp,
İçimizi ısıtacak yüce yürekli bir Mehmetçiğe takılalım.
Yüreği büyük, gönlü güzel vatan sevdalısı,
EROL’U size tanıtalım.
X
Yıllar yıllar önce.
Güneydoğu kahramanı, PKK çatışmalarının operasyonlarının,
Gözü pek komutanı bir yarbayımız,
Şırnak’ta ki görevini tamamlayıp,
Taburu ile yani 900 askeri ile esas kıtasına geri dönüş yolunu tutar.
İlk konaklama yerleri Adana’da bir TIR otoparkıdır.
Yer bulmak kolay değildir.30 otobüs dokuz yüz Mehmetçik.
Neyse mola yerine yerleştirilen askerler nefeslenir, kumanyaları dağıtılıp
Yemek yemeleri sağlanacaktır.
Bir yabani armut ağacının gölgesinde dinlenmeye çalışan yarbayımızın,
Omzuna bir el dokunur.
Dokunan iyi giyimli, boylu poslu, aslan gibi bir sivildir.
Komutan dönünce de, elini alnına koyup selamını çakar, tekmilini verir.
Komutan ilk önce şahsı tanıyamaz.
Sivil hatırlatır;
“Aşk olsun komutanım.

Nasıl tanımazsınız.
Ben asker şoförünüz EROL” der.
X
Komutan uyanır Mehmetçiğini tanır.
Hoş beş kucaklaşma.
Erol’un gözü komutanın önündeki kumanyaya takılır.
Gözleri yaşarır eski günleri aklına gelir.
Komutanına dönerek:
“Komutanım buraya gelmişsiniz.
Burası benim memleketim.
Sizi bırakmam. Benim misafirimsiniz“ der.
Komutan;
“Olmaz Erol, askerim kumanya yerken,
Ben seninle lokantaya gelip kebap, döner yiyemem” der.
Erol komutana dönerek;
“Komutanım beni yanlış anladınız.
Ben sadece sizi kastetmedim, şurada ki 900 Mehmetçik,
Binim silah arkadaşım olan Mehmetçik,
Tümünüz misafirimizsiniz” der.
Komutan teklife inanamaz.
Ama yine de isteksiz davranır.
Ama Erol dur durak bilecek gibi değildir.
Sonuçta tabur ADANA Merkezine iner.
İki büyük ET lokantasının önünde durur.
VE Erol lokanta çalışanlarına şu talimatı verir;
“Mehmetçiklerden hiçbir şeyi esirgemeyim.
İstedikleri kadar köfte kebap, et, döner, yemek yiyebilirler.

Bugün onların mide benim de gönül bayramım.
Onlar benim iki yıl boyunca PKK’ya karşı aslanlar gibi mücadele ettiğim,
Omuz omuza kurşun sıktığım SİLAH ARKADAŞLARIM”.
İşte EROL’A vatan millet sevgisini, kahramanlığı, yüce gönüllülüğü
Dürüstlüğü, Mehmetçiğe verilen değeri aşılayan bu taburun,
Komutanı zamanın yarbayı Hasan Basri Vural’dır.
Mehmetçik kebap et bayramını kutlarken onlarda masaya oturup mütevazı
Yemeklerini yerken,
Komutanın aklına milli mücadele yıllarında,
Son ineğini, son teneke peynirini, son tavuğunu, koyununu,
Keçisini keserek savaşan,
Mehmetçiklere teslim eden TÜRK Köylüsü, Türk İnsanı gelir.
Lokmalar boğazına düğümlenir, güzlerinden yaşlar gelir.
Sonra ayrılırla.
Erol son tekmilini verir, selamını çakar, komutanının elini öper.
Silah arkadaşlarına da bir masanın üzerine çıkarak VEDA eder.