Agop Paşa 1836’da Hovagim isimli bir esnafın oğlu olarak İstanbul’da dünyaya gelmiş ve ailesinin maddi imkanlarının yetersizliğinden dolayı iyi bir eğitim alamamıştı. Kariyerine Galata’daki Ermeni kilisesinin muhasebecisi olarak başladı.

1870’de Ebniye Meclisi’ne, 1872’de Galata Bidayet Mahkemesi’ne üye tayin edildi. Mahkemedeki görevini beğenmeyip işlerini aksatınca 1,5 ay sonra görevden alındı. 1875’te Osmanlı Bankası’nda memuriyete başladı.

Keskin zekası, mahareti ve hesap işlerine yatkınlığı sayesinde herkesin dikkatini çekmeyi başardı ve kısa sürede bankanın Türkçe Tahrirat ‘’Yazışma’’ Kalem Müdürlüğü’ne yükseldi. Aralık 1877’de İstanbul’dan milletvekili tayin edilerek Meclis-i Mebusan’a girdi, bu sayede Abdülhamid’e yaklaşma fırsatı buldu; Mali konularda rapor vererek padişahın danışmanlığı görevine soyundu.

Kazazyan’ın hayatındaki dönüm noktası, Aralık 1879 tarihi idi. Sultan Abdülhamid, iflas etmiş Hazine-i Hassa’yı ıslah için Osmanlı Bankası Direktörü Mr. Foster ile görüştüğünde kendisine Agop Kazazyan tavsiye edildi.

Padişah, Aralık 1879’da Hazine-i Hassa idaresini küçültüp müdürlüğe çevirdi, Kazazyan’ı o sırada 370 bin lira borcu olan Hazine-i Hassa Müdürlüğü’ne getirdi. ‘’Benden önceki nazırlar değil inter pose ‘’bileşik faiz’’, inter simple ‘’basit faiz’’ dahi bilmezlerdi” diye özetledi.

Bu sayede padişah hazinesinin gelirlerini artırmış; En önemlisi, her şeyin kayıt altına alındığı, tüm gelir ve giderlerin en ince ayrıntısına kadar takip edildiği yeni bir dönem başlatmıştı. Abdülhamid onun çalışmalarından son derece memnun kalarak 18 Nisan 1880’de Hazine-i Hassa’yı tekrar bakanlığa çevirdi.

Kazazyan’ı Bâlâ rütbesiyle Hazine-i Hassa Nazırı ‘’Bakanı’’ tayin etti.Agop Paşa gerek padişahın şahsî hazinesinde, gerekse Osmanlı bürokrasisinde uygulanacak çok sert ıslahat ve tasarruf programları hazırlayarak bunların hayata geçmesi konusunda Sultan Abdülhamid’i razı etti.

Hayatı boyunca evlenmemiş olan Agop Paşa, boş vakitlerini annesinin yanında geçirdiğini ve zaman zaman ata bindiğini söyleyince Padişah kendisine çok kıymetli bir atını hediye etti. Paşa, 20 Eylül 1891 günü bu atla Yeniköy’deki yalısından ayrılarak gezintiye çıktı.

Kalender Kasrı denilen mesire yerine geldiğinde köpeklerin havlamasından ürken at koşmaya başlayınca Agop Paşa büyük bir şaşkınlıkla dizginleri bıraktı ve ayağı üzengiye takılı bir halde yerde sürüklenerek kafasını taşa çarptı. Agop Paşa, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak aynı akşam vefat etti