Viran gönlüm eyledim şar bunculayın şar nerde var 

Haznesinden aldım gevher dükkân yüzün bozar oldum 

 Ben ol dükkân-dar kuluyum gevherler ile doluyum 

Dost bağının bülbülüyüm budaktabın gül üzer oldum 

 Ol budakta biter iman iman bitse gider güman 

Dün gün isim budur heman nefsime bir tatar oldum 

Canım bu tene gireli nazarım yoktur altına 

Düştüm ayaklar altına topraklayın tozar oldum 

Tenim toprak tozar yolca nefsim iltir beni önce 

Gördüm nefsin burcu yüce kazma aldım kazar oldum 

Kaza kaza indim yere gördüm nefsin yüzü kara 

Hümeti yok resul'lere bentlerini bozar oldum 

Bu nefs ile dünya fani bu dünyaya gelen hanı 

Aldattın ey dünya beni işlerinden bezer oldum 

Yunus sordu girdi yola kamu gurbetleri bile 

Kendi ciğerim kanıyla vasf-ı halim yazar oldum 

YUNUS EMRE

 Yalancı dünyaya konup göçenler 

Ne söylerler ne bir haber verirler 

Üzerinde türlü otlar bitenler 

Ne söylerler ne bir haber verirler 

Kiminin başında biter ağaçlar 

Kiminin başında sararır otlar 

Kimi masum kimi güzel yiğitler 

Ne söylerler ne bir haber verirler

Toprağa gark olmuş nazik tenleri 

Söylemeden kalmış tatlı dilleri 

Gelin duadan unutman bunları 

Ne söylerler ne bir haber verirler 

 Yunus derki gör takdirin işleri 

Dökülmüştür kirpikleri kaşları 

Başları ucunda hece taşları 

Ne söylerler ne bir haber verirler

YUNUS EMRE

Kevser havuzuna dalanlar, ölmezden öndün ölenler 

Nefsini düşman bilenler, konar tuba dallarına 

Âlem düşman olur ise, beni dost'tan ırımaya 

Dost kanda ise ben anda, düşmanlık arımaya 

Dost ehli bizim ile hem, dost burdadır bize ne gam 

Yüz bin cehd ederse düşman, dost mahfili duramaya 

Düşman bana nide bile, işim gücün dost'tan yana 

Dost makamı can içinde, düşman eli eremeye 

Kime kim dost kapı aça, düşmanı elinden kaça 

Yunus ağzı güher saça, değme arif değemeye.

YUNUS EMRE