Askerlik, felsefe, edebiyat, tarih, fen bilimleri gibi pek çok alanda bilgi sahibi olan Ahmet İzzet Paşa, Erkan-ı Harbiyye’yi bitirdikten sonra kurmay yüzbaşı olarak orduya katıldı. Üç buçuk yıl Yemen’de kaldı; Mart 1905’te mirlivalığa ve 1907’de ferikliğe yükseltildi. II. Meşrutiyet’in ilanından sonra İstanbul’a çağrılan İzzet Paşa, Erkan-ı Harbiyye-i Umumiyye reisliğine tayin edildi. İmam Yahya ve Şeyh İdrisi ile yaptığı anlaşma sayesinde Yemen I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti’ne sadık kaldı. Faydalı hizmetlerinden dolayı Meclis-i A’yan üyeliğine getirildi. Arnavutlar ülkelerinin krallık tacını Ahmed İzzet Paşa’ya sundular. Fakat İzzet Paşa, hem Arnavutluk’a hem de memleketine bir kötülük getirebilir endişesiyle bunu kabul etmedi. İttihat ve Terakki kabinesi istifa edince hükümeti kurma görevini alan Ahmed Tevfik Paşa’nın bütün gayretlerine rağmen hükümeti kuramayacağını bildirmesi üzerine sadaret mührü İzzet Paşa’ya verildi. Yirmi beş günlük sadâreti sırasında Mondros Mütarekesi imzalandı. Kuva-yi Milliye’ye karşı baskıların giderek artmasına, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının tutuklanma kararına karşı çıktı. Millî Hareket’in bir vatanseverlik gereği olduğunu göstermeye çalışan İzzet Paşa Milli Mücadele’nin başından sonuna kadar Anadolu’nun yanında yer aldı. Paris Konferansı’nda Ankara hükümetinin görüşleri doğrultusunda Milli Hareket’i savundu. Türkiye’nin istiklal ve mevcudiyeti temin edildiği takdirde Ankara’nın barışa razı olacağını ve Anadolu ile İstanbul arasındaki anlaşmazlığı da barışın çözebileceğini söyledi. Mustafa Kemal Paşa kumandasındaki kuvvetlere silah yardımında bulundu. Anadolu’nun işine yarayacak her türlü siyasi bilginin Ankara’ya ulaştırılmasını sağladı. Öte yandan çok sayıda subay ve önemli şahsiyet onun döneminde Anadolu’ya gönderildi. Sadrazam Tevfik Paşa başkanlığındaki son Osmanlı hükümetinin istifa etmesi üzerine İzzet Paşa da görevinden ayrılarak emekli oldu.