Aile içi şiddet... 
Aslında Şiddet kesinlikle aileyle beraber anılmaması gereken bir kelime değil mi?
Çünkü biz Kur'an'ın ifadesiyle, birbirimizle huzur bulalım, eşlerimiz elbisemiz olsun, bizi iyiliğe yöneltsin, kötülükten uzak tutsun diye aile kuruyoruz.
Birer elbise gibi birbirimizi maddi ve manevi koruyalım, kusurlarımızı örtelim. Dünyada göz aydınlığımız, sevinç kaynağımız olan çocuklarımız, ahirette de sermayemiz olsun. 
Aile içi şiddet denildiğinde akla ilk gelen kadının, kocasından şiddet görmesidir.
Oysa bu, şiddetin sadece bir türü. Aile içinde çocuklar da şiddetin odağı olabiliyor. Dahası çocuklar, ailedeki bütün yetişkinlerden şiddet görebiliyor.
Yaşlılar da binbir emekle büyüttükleri evlatlarından ya da torunlarından ahir ömürlerinde şiddet görebiliyor. Ailede şiddet konusundaki belki en son akla gelen erkek oluyor. 
Halbuki sözlü, psikolojik ya da ekonomik baskıyla erkeğin de şiddete maruz kaldığı durumlar karşımıza çıkabilir.
Evlilikte sabır, hoşgörü, her şeyden öncede ahde vefayı unutmamalı. Kadınlar, bizim mahremimiz ve çocuklarımızın anneleridir.
Onların gönüllerini hoş tutmamız için sık sık sevdiğimizi söylemeliyiz. Ailemizin bize Allah'ın bir emaneti olduğunu bilmeliyiz.
Yüce Peygamberimiz de veda hutbesinde eşlerimize nasıl davranacağımızı beyan etmiştir.
***
BİR AYET:

Erkeğiyle kadınıyla münafıklar birbirine benzer, kötülüğü özendirip iyiliği engellerler, hayır için harcamaya elleri varmaz.
Onlar Allah'ı umursamadılar. O da onları kendi hallerine bıraktı. Gerçek şu ki münafıklar günaha batmış kimselerdir. (Tevbe; 9/ 67)

BİR HADİS:

Resulullah Efendimiz şöyle buyurdu; ''Şu iki kişinin dışında hiç kimseye haset edilmez; Allah’ın kendisine Kur'an’ın ilmini ihsan ettiği, gece ve gündüz devamlı onu okuyup, onunla amel eden kimse ile Allah’ın kendisine mal ihsan edip, gece ve gündüz devamlı bu malı Allah yolunda harcayan kimsedir.
(Sahihi Müslim)