Gözümüz aydın, kulağımız Manisa.
Kıbrıs’ta artık Mustafa Akıncı yok.
Rum gibi düşünen,”vererek” çözüm üreten bir Cumhurbaşkanından kurtulduk.
Kıbrıs insanı bence artık geleceğe daha güvenle bakabilir.
Çünkü Kıbrıs Türk’ü gibi değil de,
Rum gibi düşünen.
Hatta bu adam nerenin Cumhurbaşkanı?
Rum’un mu? Türk’ün mü?
Dedirten birinden kurtuldu, Kıbrıs insanı.
Kıbrıs insanını da anlamaya çalışıyorum.
Çünkü her iki Kıbrıslı’dan birinin oyunu alan bir Mustafa akıncı gerçeği var.
Öncelikle şu Akıncı’nın demeçlerine bir bakalım;
“Garantörlük kaldırılmalıdır.
Anavatan-yavru vatan söyleminden rahatsızım.
Öyle bir şey yok.
Kıbrıs’ın Türkiye’ye bağlanması korkunç olur.
Türk Askeri adadan gitmelidir.
Kıbrıs’a sonradan gelen, vatandaş olan TÜRKLER adayı terk etmelidir.
Topraklarımızın bir kısmını Rumlara vermek zorundayız.
Bir arada yaşayabiliriz. Gevşek federasyon olmalıdır”
Bir de üstüne vazife olmayan,
Türkiye Cumhuriyetinin terörle mücadelesine dil uzatan,
Terörle mücadeleyi savaş ve de insanlık suçu olarak niteleyen,

Aşırı solcu bir cumhurbaşkanı.
Ve bu adam Kıbrıs insanını yarısının oyunu alıyor.
Şimdi olayı biraz irdeleyelim.
Kıbrıs insanı bir şeyi net olarak düşünmek zorundadır;
“Rum ile birlikte yaşabilir mi?
Bağımsız devlet olduktan sonra ki hayatı eskiye göre daha mı? Kötüdür.”
Burası önemli.
Biraz hafızamı tazelersek, Makarios, EOKA’cı, Nikos Samson zamamında neler çektiklerini,
Nasıl ikinci sınıf vatandaş olduklarını,
Öldürüldüklerini, topraklarının ellerinden nasıl alındığını hatırlıyalım.
Türk ordusunun onları öldürülmekten kurtarmak için,
Garantör olduğu için adaya niçin çıktığını kendimize soralım.
Ve şimdiki durum;
Annan planının bile beğenmeyen,
Adanın tamamını istiyen, Türk Kesimini ‘de cemaat topluluk olarak niteleyen
Bir Rum kesimi var.
Hal böyle iken Kıbrıs TÜRK’Ü ile Rum’un bir arada yaşayacağını hayal etmek,
Deveye hendek atlatmaktan bile daha zor
Ve daha da ötesi…
Şu andaki durum.
Rum kesimi adanın tamamı kendilerininmiş gibi!
Petrol doğalgaz arama ruhsatları veriyor.
Bulunan doğalgazdan ise Türk tarafına zırnık koklatma niyetinde değil.
Yani yok sayılıyorlar.
Türkiye Kıbrıs insanının haklarını korumak için devreye girdiğin de ise.
Aynı Azerbaycan’da olduğu gibi
ABD ve de Batı haklı-haksız fark etmeden hemen Rum’un yanında yer alıyor.

Orada 750 binin üzerinde TÜRK yaşadığını görmezden geliyor.
Bu kadar hassas bir coğrafyada olan bir Kıbrıs’ın Türkiye olmadan,
Bir dakika bile ayakta kalamayacağı malum.
Peki, kapak güzeli kızı Rum tarafında çalışan, damadı da Rum olan bir cumhurbaşkanının,
Bu kadar girift Kıbrıs Türkü’nün aleyhine durumlar ortadayken,
Rum Cumhurbaşkanı gibi hareket eden,
Türkiye’ye tavır alması, devlet politikalarının aksine,
Rum politikalarına yakın bir siyaset izlemesini,
Doğrusu anlamakta zorlanıyorum.
Peki, benim anlamadığım bu durumu Kıbrıs insanı da anlayamıyor mu?
Siyasi eğilimimiz sol olabilir, sağ olabilir.
Ancak devletin hayati meselelerinde siyaseten düşünüp oy veremeyiz.
Öncelik Kıbrıs’ın âli menfaatleri olmalı.
Onun için Ersin Tatar’ın seçilmesi iyi oldu.
Hiç olmazsa artık devlet aklı Kıbrıs’ta beraber paralel yürümeyecek.
Akıncı’ya oy veren o yüzde 48’lik kesime de tavsiyem.
Bu benim naçiz satırlarımı okumaları, geçmişi ve de geleceği düşünmeleri.
Oylarını da ona göre vermeleri