SEN toprağından bereket fışkıran tarımı öldür, şimdi de yabancının Frankeştayn gıdalarını Türk Milleti'nin başına bela et.

Eee AKP bu... Yabancı olsun da ne olursa olsun...

'Kürt açılımı', 'Habur şovu' ve 'ıslak imza' tartışılırken genetiği değiştirilmiş organizmaların yurda girişine sessizce vize verildi.

Tarımı bitiren AKP hükümeti şimdi de Türkiye'ye, İsrail ve ABD'nin istekleri doğrultusunda adeta zehir yedirmek için harekete geçti.

26 Ekim 2009 Pazartesi günü 27388 sayılı Resmi Gazete'de bizi, ailemizi, çocuklarımızı, geleceğimizi çok yakından etkileyecek bir yönetmelik yayımlandı.

Şu andan itibaren market raflarına uzanıp da aldığınız herhangi bir ürün, çocukluğunuzda yediğiniz, yemeye alıştığınız gıda olmayacak.

Çocuklarımıza "çocukken yediğimiz"i yedirme hakkımız, elimizden alındı. Yerine koyduğumuzsa, çocuklarımıza yüksek ihtimal daha fazla sağlık problemi olarak dönecek.

Yeni doğanlarımızda daha fazla otizm göreceğiz.

Yeni doğanlarımızın çoğu yaşamayacak.

Çocuklarımızın çocuklarını görebilme ihtimalimiz, annelerimizinkinden daha düşük olacak.

TEHLİKE BÜYÜK...

UYARILARINDA her zaman haklı çıkan Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanıı Gökhan Günaydın, yönetmelik uygulandığı takdirde 'Türk tarımının genetik yıkıma sürükleneceğini' belirtti. Günaydın, bunu önlemek için 'her türlü meşru mücadeleyi sürdürerek, GDO'cuları deşifre edeceklerini' de bildirdi.

Muhalefet tepkli. MHP ''Ne oldu da bir gecede gizli-saklı yönetmelik çıkardınız'' diye sordu hükümete. Neden Meclis'ten habersiz bu adımın atıldığını merak etti. Sadece siyasetçiler değil tüm Türkiye aslında.

Endişe var çünkü GDO'ların riski de tartışılıyor. İleride kanserden kısırlığa kadar onlarca tehlikesinden söz ediyor uzmanlar.

Gıdalar daha uzun dayansın diye, maliyet azalsın diye başvurulan yöntemi kimse anlamayacak.Yani normal gıdalardan ayırt edilemeyecek. Yani kimse ne yediğini bilmeyecek.

UZMANLAR UYARIYOR

GDO'lu ürünlerin temel sakıncalarından biri de insan sağlığına karşı olumsuz etkileri. Uzmanlara göre, sağlık riskleri şunlar: Antibiyotiklere karşı dayanıklılık oluşması, gıda olarak kullanımda insan ve hayvanda toksik ya da alerjik etki yapması, doğruda alım durumunda insan ve hayvan bünyesindeki mikroorganizmalarla birleşme ihtimali.

GDO'lu ürünlerin oluşturduğu sağlık risklerini doğrulayan bilimsel araştırmalara her geçen gün bir yenisi daha ekleniyor.

Örneğin, Brezilya fındığının bir genine sahip olan transgenik soya fasulyesi, fındığa alerjisi olanlarda alerjiye neden oluyor.

Rowett Enstitüsü'nde çalışan Arpad Pusztaria'nın son deneyleri GDO'larla ilgili yeni kuşkular ortaya çıkardı.

Sözü edilen çalışmada, genetik yapısı değiştirilmiş patateslerin fareler için toksik olduğu, bağışıklık sisteminde bozukluklar, viral enfeksiyonlar gibi birçok etkileri olduğu ortaya çıktı.

Genetiği değiştirilmemiş patateslerle beslenen fareler gayet sağlıklıydı. Sonraki deneyler toksikliğin gen transferi yöntemiyle ilgili olduğunu ortaya çıkardı.

Bir başka deney, besinler yoluyla aldığımız yabancı DNA'nın hücrelerimize taşınabileceğini ortaya çıkardı.

Yakın zamana kadar DNA'nın bağırsaklarımızda sindirilebileceği düşünülüyordu. Ancak deneyler durumun aksini kanıtladı.

Bakteriyel bir virüsün DNA'larıyla beslenen farelerde bağırsak boyunca yaşayabilen ve kana karışabilen büyük virüs DNA'sı parçaları bulundu.

Alınan DNA'lar lökositlerde, dalak ve karaciğer hücrelerinde de görüldü ve virüs DNA'sının fare genomuna yerleştiği kanıtlandı.

Hamile farelere yedirilen virüs DNA'sı, ceninin ve yeni doğmuş yavruların hücrelerine geçtiği de belirlendi.

Sözün kısası bu yönetmelik bizi kollayan bir yönetmelik değil.

Bu yönetmelik çokuluslu şirketlere toprağımızı, tohumumuzu sömürme yolu açan bir kapı. Bakalım AKP, şimdi hangi emri yerine getirmek için plan yapacak?