Almanya'da gündem Ozan

ALMANYA’da yaşayan Türklerin ve futbol dünyasının en çok konuşulan konusu Ozan Kabak transferi oldu. Alt sıralardan kurtulma uğraşı veren kulübün tarihinin en pahalı ücretini ödeyerek gerçekleştirdiği bu transfer hem ikinci yarıyı kurtarmak, hem de geleceğe yatırım olarak değerlendiriliyor. Bu arada Ozan Kabak’ın bir sonraki transferinin Bayern Münih’e olma zorunluluğu ile ilgili bir maddeye rastlamadım. Ancak sportbuzzer. de internet sayfası “Bu transferde Bayern Münih’in rolü ne? Bayern Münih bir kez daha uzun vadede kar elde etmek için rakibine yardımcı oldu mu?” diye soruyor. Ardından da Ozan transferi ile ilgili “Bayern, bir sonraki cevheri buldu ve Ozan pokerini Stuttgart lehine kullandı” şeklinde bu transferde son şampiyonun desteği olduğu yönünde yorum getiriyor. Stuttgart resmi sitesi Türkçe ve Almanca “Hoş geldin Ozan” paylaşımında bulundu. Sportif Direktör Michael Reschke, “Tanınmış Avrupa kulüplerinden birçok teklife rağmen Ozan’ın VfB Stuttgart lehine karar vermesinden çok memnunuz” diyor. Ben bu transferdeki Bayern etkisinden çok Ozan’ın performansının bir sonraki durağını belirleyeceği inancını taşıyorum. Zira Leroy Sané ve PierreEmerick Aubameyang dışında Bayern Münih istediği futbolcuyu alma kudretine sahip olduğunu gösterdi. Bundesliga’da sivrilen neredeyse tüm isimlerin, rekortmen şampiyonun kadrosuna bir şekilde katıldığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Şansölye tam üyeliğe karşı

Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın önceki gün 2018 yılında Türkiye-Almanya ilişkilerinde ticari, ekonomik ve sosyal gelişmeler başta olmak üzere daha birçok konularda yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Elçi Aydın, iki ülke arasında bazı sorunların yaşandığı dönem karşılıklı ziyaret ve görüşmelerle ilişkilerin normalleşme sürecine doğru yol aldığını söyledi. Almanya’da faaliyet gösteren Türk dernek ve sivil toplum kuruluşlarına karşı yapılan saldırılar, ayrımcılık, yabancı ve İslam düşmanlığı gibi olaylarda artış olduğunu kaydeden Büyükelçi, “Aynı şekilde PKK ve aşırı sol parti yandaşları tarafından 63 saldırı düzenlendi. Maalesef bu olaylar soruşturma aşamasında kaldı. Failleri bulunamadığı için de ceza erilemiyor. Biz gelişmeleri takip etmeye devam ediyoruz. Maalesef bu insanlar Almanya’yı güvenli bir liman olarak görüyorlar” dedi. Elçi, Alman iş dünyasının Türkiye’de iş yapma kararlılığını gördüklerini, ancak gelişmeler konusunda tereddütlerinin olduğunu da sözlerine ekledi. Elçi böyle derken Almanya’nın Türkiye’ye bakışının en çarpıcı örneğini Şansölye Merkel verdi. Atina ziyaretinde bir Alman okulunda konuşan Merkel, düşünce ve basın özgürlüğü ile dini özgürlükler alanlarında sorunlar olduğuna dikkat çekip, Türkiye’nin AB üyeliğinin yakın bir gelecekte mümkün olmadığını söyledi. Şansölye Merkel Türkiye’nin tam üyeliğine karşı olduğunu, bunun yerine Türkiye ile imtiyazlı ortaklığı tercihini Sen misin duvar ödeneği vermeyen KOLOMBİYA’NIN başkenti Bogota’daki Santander Polis Akademisi’ne bombalı saldırı düzenlendi. Terör saldırısında çoğu akademi öğrencisi 21 kişi öldü, 68 kişi yaralandı. Ülkede 3 gün yas ilan edildi. Yaralılardan 10’unun durumunun kritik olduğunu bildirildi. Sen misin duvar ödeneği vermeyen yinelerken, buna rağmen üyelik müzakerelerinde duraklama olsa da, sürecin kesilmesine de karşı çıktı. Münih Güvenlik Konferansı Başkanı Wolfgang Ischinger ise “Ankara’nın aldığı bazı kararlarla SALDIRININ Jose Aldemar Rojas Rodriguez isimli kişi tarafından düzenlendiğini ve saldırıda 80 kilogram patlayıcı kullanıldığı bildirildi. Açıklama yapan Türkiye “Bu terör saldırısını şiddetle kınıyor, hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı, diliyoruz” ifadesini kullandı. sorunumuz var” diye Türkiye’nin suratına kapıyı kapatmanın stratejik hata olacağı uyarısında bulundu. Öte yandan Alman siyasetçiler, Trump’ın Türkiye’ye yönelik tehdit içeren sözlerini sert tepki verirken, aynı zamanda Ankara’nın bir sınır ötesi operasyondan kaçınması gerektiğini söylüyorlar.

Radikalleşme tartışmaları

İki ülke arasında son zamanlardaki sorunlardan birisi de, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği DİTİB’in yapısı. DİTİB Almanya’da son yıllarda Ankara’ya bağımlılık, hatta Fetö yapılanması ile ilgili casusluk gibi suçlama ve eleştirilerle gündemden düşmeyen bir kuruluş haline geldi. Ocak başında yeni yönetimini seçip gerilimi düşürmek isteyen DİTİB, yeni bir sayfa açmak isteğinin altını çiziyor. Berlin Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve DİTİB Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Türkmen “Biz Almanya’ya aitiz. DİTİB’in, tüzüğü Alman mahkemelerince onaylanmış, Alman hukuk sistemi içinde bir kuruluş. Medya Alman kamuoyunda bizi hedef tahtası haline soktu. Tartışmaları geride bırakıp temel görevlere odaklanmak istiyoruz. Amacımız dini cemaat olarak tanınmak ve bu konuda çeşitli eyaletlerde İslam din eğitiminin müfredata alınmasını sağlamak ve verdiğimiz hizmeti genişletmek istiyoruz” dedi. Ancak DİTİB’in açıklamaları herkesi tatmin etmedi. Sol Parti meclis grup başkanvekili Sevim Dağdelen de DİTİB’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya’ya uzanan kolu olduğunu iddia etti. Dağdelen “Yedi kişilik DİTİB yönetiminin üçü Ankara’daki Diyanet’in memuruysa yeni bir başlangıçtan bahsedilemez” dedi. Türkiye’nin Almanya’daki İslami cemaatleri kontrol altına almaya çalıştığını iddia eden Dağdelen, “DİTİB dini bir kuruluş değil, Türk hükümetinin Almanya’daki siyasi dış temsilciliğidir” şeklinde görüş belirtti. Ülke genelinde 800 den fazla cami ve 200 binden fazla üyesi bulunduğu belirtilen DİTİB Almanya’daki en büyük Müslüman kuruluş olarak biliniyor. Diğer yandan Türklerin çatı kuruluşlarından Almanya Türk Toplumu (TGD) dini radikalleşmeyle mücadele için Avrupa çapında danışmanlık hizmeti başlattı. Proje Alman Federal Aile Bakanlığı’nın sürdürdüğü “Demokrasiyi yaşamak!” adı program ve Avrupa Birliği İç Güvenlik Fonu tarafından bir yıl boyunca desteklenecek. TGD’nin projesiyle Türkçe, Arapça ve Almanca olarak emel-onlineberatung.org internet sayfası ile rehberlik yapılıyor. Böylece dini radikalleşme eğilimi gösteren kişilerin yakınları ve aile bireylerine online iletişim yoluyla yardım eli uzatılıyor. Berlin’den selam ve sevgiyle..