Bilim insanları uyarıyor: Amazon yavaş yavaş yok oluyor

Bu yılki Birleşmiş Milletler İklim Konferansı (COP30), dünyanın en büyük yağmur ormanı Amazon’a açılan kapı olarak tanımlanan Brezilya’nın Belem kentinde düzenleniyor.

Bu yılki Birleşmiş Milletler İklim Konferansı (COP30), dünyanın en büyük yağmur ormanı Amazon’a açılan kapı olarak tanımlanan Brezilya’nın Belem kentinde düzenleniyor. Konferans, iklim krizinin merkezinde yer alan Amazon’un geleceğine dair endişelerin arttığı bir dönemde gerçekleşiyor.

Paris Anlaşması’nın imzalanmasının üzerinden on yıl geçmesine rağmen karbon salımı azalmadı. Bilim insanlarına göre atmosferden büyük miktarda karbondioksit emen Amazon artık “gezegeni kurtarma umudu” olmaktan çıkıp çöküşün eşiğine geldi.

Amazon’un Anatomisi – Dünyanın En Zengin Ekosistemi

Güney Amerika’nın 6,7 milyon km²’sini kaplayan Amazon, Hindistan’ın iki katı büyüklüğünde ve gezegenin en zengin biyolojik çeşitliliğine sahip bölgesi.
Amazon’un %60’ı Brezilya sınırlarında yer alırken, kalan kısmı Peru, Kolombiya, Bolivya, Venezuela ve Ekvador gibi ülkelere uzanıyor.
Ormanda binlerce canlı türü barınıyor ve birçoğu sadece bu bölgede yaşıyor.

Amazon Nehri ve 1.100’den fazla kolu, dünyanın en büyük tatlı su ağını oluşturuyor. Bu dev su sistemi, hem bölgesel iklimi hem de küresel okyanus akıntılarını etkiliyor.

Ormansızlaşma ve İklim Krizi Amazon’u Bitiriyor

Tarım, hayvancılık, madencilik ve tomrukçuluk faaliyetleriyle Amazon’un %20’si yok oldu.
Amazon Koruma Örgütü’nün verilerine göre sadece 2022’de 20 bin km² orman alanı tahrip edildi — bu, 2004’ten beri görülen en kötü oran.

Brezilya’da 2023’teki yönetim değişikliğiyle ormansızlaşma geçici olarak azaldı ancak bilim insanları bazı bölgelerin geri dönüşü olmayan zararlar aldığını söylüyor.
Yükselen sıcaklıklar ve uzayan kuraklıklar, nemli ekosistemi yangınlara karşı savunmasız hale getirdi.

Eylül 2024’te, Brezilya Uzay Ajansı (INPE) verilerine göre Amazon’da 41 binden fazla yangın noktası tespit edildi — son 14 yılın rekoru.

“Uçan Nehirler” Tehlikede

Amazon’un atmosferik döngüsü, okyanuslardan gelen nemin orman boyunca taşınarak yağışa dönüşmesiyle işliyor. Bu sürece “uçan nehirler” deniyor.
Ancak ormansızlaşma nedeniyle nem döngüsü bozuldu; topraktan buharlaşan su miktarı azaldı.

Amazon Conservation’dan bilim insanı Matt Finer, “Artık nem dolaşımı kesintiye uğradı. Bu, batı Amazon’daki Peru ve Bolivya ormanlarının bile kurumasına neden oluyor.” diyor.
Uzmanlara göre bu süreç, ekosistemin “geri dönüşsüz bir devrilme noktasına” yaklaşmasına işaret ediyor.

Madencilik ve Organize Suç Yeni Tehditler Getiriyor

Altın ve nadir toprak elementleri için yapılan yasadışı madencilik, toprak ve su kirliliğini artırarak canlı yaşamını tehdit ediyor. Kimyasal kirlilik, özellikle cıva nedeniyle hem insan hem de hayvan sağlığı için ciddi riskler oluşturuyor.

Ayrıca, madencilik faaliyetleri organize suç şebekeleriyle giderek daha fazla iç içe geçiyor.
Matt Finer, “Silah ve uyuşturucu ticaretiyle bağlantılı suç ağları Amazon’a yayılıyor. Bu da yetkililerin müdahale gücünü zayıflatıyor.” değerlendirmesini yapıyor.

Küresel Denge Tehlikede

Amazon, halen 71,5 milyar ton karbon depolayarak dünyanın en önemli karbon yutağı konumunda.
Ancak bilim insanlarına göre ormansızlaşma, bölgenin artık karbon salan bir ekosisteme dönüşme riski taşıdığını gösteriyor.

Tropikal ormanlar, aynı zamanda güneş ışığını yansıtarak Dünya’nın ısınmasını yavaşlatıyor.
Brezilyalı orman bilimci Tasso Azevedo, “Amazon, gezegenin doğal klimasıdır. Onu kaybedersek, iklim krizini de kaybederiz.” diyor.

Amazon’un Ölümü Tüm Gezegenin Sorunu

Bilim insanları, Amazon’un çöküşünün yalnızca Güney Amerika değil, dünya genelinde iklim sistemlerini bozacağını vurguluyor. Okyanusa dökülen devasa tatlı su miktarının azalması, okyanus akıntılarını ve hava modellerini doğrudan etkileyebilir.

Amazon’un yok oluşu, hem iklim dengesini hem de biyoçeşitliliği geri dönülmez biçimde değiştirebilir.

İLGİLİ HABERLER