İran'ın Tel Aviv, Kudüs ve Hayfa'ya yönelik geniş çaplı misilleme saldırıları sonrası, İsrail'de panik havası oluştu. Hükümet, vatandaşlarının ülkeden çıkışını yasaklayan bir karar aldı. Bu adım kamuoyunda ve bazı sivil toplum kuruluşlarında büyük tepkiye yol açtı.
Savaş 7. Gününde
13 Haziran’da başlayan çatışmaların ardından İran, İsrail’in başlattığı “Yükselen Aslan” operasyonuna karşılık “Gerçek Vaat” adı verilen geniş çaplı saldırılar düzenledi. İran'ın füze saldırılarında İsrail’de 24 kişi hayatını kaybetti. İsrail’in saldırılarında ise İran Genelkurmay Başkanı Bakıri, Devrim Muhafızları Komutanı Selami ve toplamda 224 kişi yaşamını yitirdi.
Tel Aviv ve Hayfa’da Kaos
Füzelerin hava savunma sistemlerini aşmasıyla birlikte İsrail’in büyük kentlerinde ciddi hasar oluştu. Saldırılar sonrası çok sayıda İsrailli yurt dışına çıkmak için havalimanlarına akın etti ancak hükümet 13 Haziran’dan itibaren hava sahasını kapalı tutuyor. Havalimanlarından sivil uçuşların gerçekleşmemesi, vatandaşların çıkışını fiilen durdurdu.
Bakanlıktan Resmi Kararname
Ulaştırma Bakanı Miri Regev tarafından yayımlanan kararla, yabancılar ve turistler hariç tüm İsrail vatandaşlarının ülkeyi terk etmesi yasaklandı. Bu karar Tel Aviv’in boşaltılması çağrılarının yapıldığı günlerde geldi. Bazı İsraillilerin deniz yoluyla kaçmaya çalıştığı da gelen bilgiler arasında.
Karar Yargıya Taşınıyor
Kaliteli Yönetim Hareketi adlı sivil toplum kuruluşu, kararın anayasaya aykırı olduğunu savunarak yüksek mahkemeye başvuracağını açıkladı. Yapılan yazılı açıklamada, vatandaşların temel özgürlüklerinin göz ardı edildiği ve hükümetin daha dengeli bir çözüm üretmesi gerektiği vurgulandı.