Belarus Devlet Başkanı Alexander Lukaşenko, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’ya Tomahawk füzesi gönderme planlarına sert tepki gösterdi. Lukaşenko, bu adımın savaşın çözümüne değil, küresel bir felakete zemin hazırlayacağını belirterek, “Tomahawk füzesi Ukrayna savaşını çözmez, aksine durumu nükleer savaş noktasına kadar tırmandırır” dedi.
ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada Ukrayna’ya Tomahawk füzesi gönderme kararını vermeden önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le görüşeceğini belirtmişti. Bu açıklama, hem Rusya hem de müttefikleri tarafından endişeyle karşılandı.
“Trump bu silahların riskini herkesten iyi biliyor”
Lukaşenko, Minsk’te yaptığı konuşmada ABD’nin bu adımıyla gerilimi daha da tırmandırabileceğini söyledi. “Belki de Trump, bu ölümcül silahların riskini herkesten daha iyi anlıyor. Çünkü kendisi de bu füzelerin Rusya’nın derinliklerine yapılacak saldırılarda kullanılmasının, büyük bir savaşı tetikleyebileceğini biliyor” ifadelerini kullandı.
Tomahawk görüşmesi gündemde
ABD basını, Trump ile Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in hafta sonu iki kez telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini ve bu görüşmelerde Tomahawk füzesi sevkiyatının gündeme geldiğini bildirmişti. Zelenskiy’nin görüşmelerde Ukrayna’nın hava savunma kapasitesinin güçlendirilmesi konusunu da gündeme getirdiği belirtildi.
Trump ise dün gazetecilerin sorularını yanıtlarken, “Tomahawk konusunu Putin ile konuşmam gerekir çünkü bu, saldırganlığı bir tık yukarı taşıyor. Eğer Rusya-Ukrayna savaşı anlaşmayla bitmezse, bu seçeneği değerlendirebiliriz çünkü savaşın sona ermesini istiyorum” ifadelerini kullanmıştı.
Putin’den sert tepki: “ABD’nin doğrudan müdahalesi olur”
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’ya Tomahawk füzesi verilmesinin ABD ile Rusya arasındaki ilişkileri ciddi şekilde zedeleyeceğini söyledi. Putin, bu tür füzelerin ABD askeri personeli olmadan kullanılamayacağını belirterek, “Bu adım, doğrudan bir ABD müdahalesi anlamına gelir” açıklamasında bulundu.
Lukaşenko’nun sözleri, Batı ile Rusya arasındaki gerilimin yeniden tırmandığı bir dönemde uluslararası kamuoyunda yankı uyandırdı.