Türkiye'nin verdiği sürenin dolmasına günler kala SDG'den büyük kopuş

Suriye’de SDG ile Şam yönetimi arasında 10 Mart’ta imzalanan mutabakatta öngörülen “entegrasyon süresinin” yıl sonunda tamamlanması beklenirken, sahada dikkat çeken bir gelişme yaşandı. Türkiye’nin “somut adım” vurgusuyla süreyi işaret ettiği süreçte, SDG’den iki önemli grubun ayrıldığı açıklandı.

Liva Rakka ve Suvvar Rakka gruplarının SDG’den ayrıldıklarını duyurması, bölgede dengelerin yeniden şekillenebileceği yorumlarına neden oldu. Kopuşun, Ankara’nın 31 Aralık’a kadar tamamlanmasını istediği entegrasyon sürecine günler kala yaşanması dikkat çekti.

Entegrasyon süresi tartışması: SDG süreyi uzatmak istiyor

Suriye yönetimi ile SDG arasında 10 Mart’ta varılan mutabakatta, entegrasyon sürecinin “en geç yıl sonuna kadar tamamlanması gerektiği” açık şekilde yer alıyor. Ancak SDG cephesi, bu tür anlaşmaların bir yıllık olduğunu öne sürerek süreci 10 Mart 2026’ya kadar uzatma arayışında.

Türkiye ise bu yaklaşımın sahada zaman kazanmaya yönelik bir hamle olduğunu savunuyor. Ankara’dan gelen mesajlarda, yıl bitmeden entegrasyonun somut adımlarla ilerlemesi gerektiği, aksi durumda seçeneklerin yeniden masaya gelebileceği vurgulanıyor.

Ankara ve Şam “tüm seçenekleri” gündemde tutuyor

Türkiye ve Suriye’nin, SDG’nin süreci uzatma eğilimine karşı ortak hareket edebileceği belirtiliyor. Ankara ve Şam yönetimlerinin; ortak operasyon dahil olmak üzere tüm seçenekleri gündemde tuttuğu aktarılıyor.

Bölgedeki değerlendirmelerde, SDG’nin arkasında İsrail destekli bir bölgesel kriz beklentisinin bulunduğu, bu nedenle entegrasyon sürecinin geciktirilmesinin güvenlik riskini artırabileceği ifade ediliyor.

Fidan: SDG ilerlemek istemiyor, İsrail engel oluşturuyor

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, SDG’nin entegrasyon sürecinde ilerleme kaydetmeye niyetli olmadığını belirterek İsrail faktörüne dikkat çekmişti. Fidan, SDG’nin belirli faaliyetlerini İsrail ile koordinasyon içerisinde yürütmesinin, Şam’la sürdürülen görüşmelerde “büyük bir engel” haline geldiğini dile getirdi.

Bu açıklamanın ardından sahada yaşanan kopuşlar, SDG’nin hem içeride hem de dışarıda baskı altında olduğu yorumlarını güçlendirdi.

4 bin 500 kişilik grup ayrıldı: “Artık SDG ile hareket etmeyeceğiz”

SDG’den ayrıldığını duyuran gruplardan biri olan Suvvar Rakka’nın yaklaşık 4.500 savaşçıya sahip olduğu belirtildi. Türkiye gazetesine konuşan Suvvar Rakka Komutanı Ahmed Aloush, bundan sonraki süreçte PKK-SDG yapılanmasıyla hareket etmeyeceklerini açıkladı.

Aloush, Rakka konusundaki müzakerelerin artık SDG üzerinden değil, “yerli unsurlardan oluşan Rakka Vilayeti Siyasi Kurulu” üzerinden yürütülmesi gerektiğini ifade etti.

“PYD-YPG çekilmeli, tutuklular serbest bırakılmalı”

Ahmed Aloush, açıklamalarında PYD-YPG’nin kontrol ettiği bölgelerden çekilmesi gerektiğini savunurken, hapishanelerde tutulan kişilerin serbest bırakılmasını talep etti. DEAŞ tutuklularının ise uluslararası koalisyon gözetimindeki merkezi bir hapishaneye taşınması gerektiğini belirtti.

Aloush ayrıca, bu konuda adım atılmaması durumunda SDG’nin DEAŞ unsurlarını bölgede “kaos yaratmak için” kullanabileceğine dair uyarıda bulundu.

Kopuşlar yeni bir dönemin işareti olabilir

Suvvar Rakka’nın 2015’ten bu yana SDG ile birlikte hareket eden bir yapı olması, kopuşun sadece sembolik değil, sahadaki dengeleri etkileyebilecek ölçekte olduğu yorumlarını beraberinde getirdi.

Türkiye’nin entegrasyon için verdiği sürenin dolmasına günler kala yaşanan ayrılıkların, SDG’nin sahadaki kontrolünü zayıflatabileceği ve Şam ile yürütülen süreci doğrudan etkileyebileceği değerlendiriliyor.

İLGİLİ HABERLER