6 Şubat depremlerinin acı hatıraları hala tazeyken, Türkiye adeta bir beşiğe döndü. Son olarak İstanbul'da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, vatandaşların korku dolu anlar yaşamasına neden oldu. Yürekler ağza gelirken, şehrin dört bir yanında insanlar sokağa döküldü, aileler birbirine koştarak destek olmaya çalıştı. Bu büyük sarsıntı, bir kez daha ülkemizin depremlerle sınanan kadim topraklarında yaşamanın gerçeklerini hatırlattı.
Ancak bu endişeyi bir nebze olsun hafifleten açıklama, Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan'dan geldi. Sosyal medya hesabı X üzerinden paylaştığı mesajda, "M6,2'lik depremin etkisi sona erdi. Depremler doğuya doğru kaydı, İstanbul'a yürüme durdu. Büyük deprem için en az 20 ila 50 yıl var." ifadelerini kullandı. Bu bilgi, özellikle İstanbul'da yaşayan milyonlar için adeta bir umut ışığı oldu.
Depremin ardından gece boyunca gelişmeleri takip eden Prof. Dr. Ercan, bilimsel açıdan çarpıcı tespitlerde bulundu. Son 6.2 büyüklüğündeki depremin, Kuzey Marmara fay hattının tek parçadan oluşmadığını ortaya koyduğuna dikkat çekti. Bu duruma bağlı olarak daha önceden telaffuz edilen M7,5 ila M8,0 arasındaki depremlerin bilimsel tutarsızlık içerdiği ifade edildi.
1999'dan bu yana üzerinde durduğu senaryoyu yineleyen Ercan, Trakya ve İstanbul kolları olmak üzere iki ayrı kırılmanın beklenmesi gerektiğini belirtti. Son verilere göre, Trakya kolunda beklenen deprem M6,9 ile M7,1 arasında, İstanbul kolunda ise M6,4 ile M6,7 büyüklüğünde olacak. Yani öncüeleri öne sürülen "yıkıcı mega deprem" senaryosu şu anki bilimsel verilere göre daha az ihtimal dahilinde.
Prof. Dr. Ercan'ın bir başka kritik açıklaması ise Marmara Denizi'nin mevcut durumuna ilişkindi. Uzaydan yapılan konum belirleme ölçümleriyle oluşturulan Yer Bükülme (deformation) haritalarına göre; Gemlik, Mudanya, Bandırma, Erdek ve Biga gibi önemli bölgelerde, büyük bir deprem oluşacak gerginlik seviyesine ulaşılmadığı tespit edildi. Hem Marmara'nın kuzeyi hem de güneyi şu an için kritik bir deprem tehdidi taşımıyor.