2010 yılında Bodrum’un Yalıkavak Mahallesi’nde bir villada şüpheli şekilde hayatını kaybeden mankenler kraliçesi Aslı Baş’ın ölümüne ilişkin dava süreci yeniden gündeme geldi. Yargıtay Ceza Dairesi, dosyada eksik soruşturma yapıldığına hükmederek istinaf sonrası verilen beraat kararlarını inceledi.
6,5 Metrelik Düşüşle Yaşamını Yitirmişti
32 yaşındaki Aslı Baş, turizmci Ahmet Bayer’e ait lüks tatil sitesinde 6,5 metre yükseklikten düşerek hayatını kaybetmişti. Olayın ardından Bayer’in oğulları Volkan ve Hakan Bayer, “cinayet” suçlamasıyla yargılanmış, delil yetersizliği gerekçesiyle beraat etmişlerdi. Aynı davada, delilleri gizlediği ve yalan beyanda bulunduğu iddia edilen 6 sanık hakkındaki suçlamalar da düşmüştü.
Yargıtay'dan "Eksik İnceleme" Vurgusu
Dosya, 2020 yılında yerel mahkemede görülen 35 duruşmanın ardından istinafa, ardından ise Yargıtay’a taşındı. Yargıtay Ceza Dairesi, dosyaya ilişkin dikkat çeken tespitlerde bulundu.
Kurul, Aslı Baş’ın ölümünün gerçekleştiği gece konutta bulunan bir kişiye Ahmet Derya ismine gönderdiği mesajın, “adli emanet kayıtlarında bulunamadığına” dikkat çekti. Ayrıca, olayla ilgili bilgisi olduğu değerlendirilen bir tanığın ifadesine hiç başvurulmadığı tespit edildi.

Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin gerekçeli kararında, şu ifadeler yer aldı;
"Yapılan inceleme neticesinde; maktulün olayın olduğu gece aynı konut içinde bulunduğu sanık Ahmet Derya'ya HTS kaydına göre saat 01.35'te atmış olduğu mesaj içeriğinin, olaydan sonra elde edilerek emanete alınan cep telefonunda bulunmaması nedeni ile adli emanete kayıtlı cep telefonun üzerinde teknik bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle mümkün bulunması halinde silinmiş tüm mesaj içeriklerinin geri getirilmesi hususunda rapor düzenlenmesinin gerektiğinin düşünülmemesi, olay tarihinde olay yerinde olduğu anlaşılan ve daha önce hiç beyanı alınmayan Güner B. ile olay anında evde bulunduğu anlaşılan ancak soruşturma aşamasında beyanı alınmakla beraber kovuşturma evresinde bilgi ve görgüsüne başvurulmayan tanık Pelin C. dinlenmeden yazılı şekilde hükümler kurulması, sanık Hakan'ın HTS kaydında 22.07.2010 tarihinde arama ve mesaj trafiği bulunan 0 532 205 .. .. numaralı hat ile yapmış olduğu görüşmenin söz konusu olayın gerçekleştiği yerdeki kamera kayıtları ile ilgili olduğu iddiası bakımından bu hususun araştırılması için görüşmenin tarafı olan güvenlik kamerası firma yetkilileri olan kişinin tespiti ile tanık olarak dinlenmesi ve bu bağlamda özellikle sanık tarafından olayın hemen ertesinde neden arandığı ve güvenlik kameralarıyla ilgili bir işlem yapılıp yapılmadığının araştırılması ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi yönünden hükümlerde hukuka aykırılık bulunmuştur."