Kadınların evlilik sonrası nüfus kaydının otomatik olarak eşlerinin hanesine taşınmasına ilişkin düzenleme, Anayasa Mahkemesi'nin gündeminde. İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin eşitlik ilkesine aykırılık gerekçesiyle yaptığı başvuru sonrası, Yüksek Mahkeme iptal talebini esastan görüşmeye karar verdi. Bu adım, kadınların bireysel kimliği ve medeni hakları açısından önemli bir dönüm noktası olabilir.
Anayasa Mahkemesi Düzenlemeyi Masaya Yatırıyor
Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 23. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Evlenen kadının kaydı kocasının hanesine taşınır” ifadesi, kadın-erkek eşitliğine aykırı bulunarak yargıya taşındı. İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesi, bu hükmün bireysel kimliği gölgelediği ve kadınları erkeğe bağımlı hale getirdiği gerekçesiyle iptalini istedi.
Anayasa Mahkemesi, başvuruyu ilk incelemeden geçirerek esastan görüşülmesine karar verdi. Mahkemenin nihai kararı, kadınların nüfus kayıtlarındaki yeri ve hakları açısından kritik bir emsal oluşturabilir.
Diğer Hükümler Yargı Konusu Olmadığı İçin Reddedildi
Aynı kanun maddesinin devamında yer alan “Kocası ölen kadın yeniden evlenmedikçe ölen kocasının aile kütüğünde kalır. Ancak dilerse babasının kütüğüne dönebilir” şeklindeki ifade ise, ilgili davada doğrudan uygulama konusu olmadığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından yetkisizlikten reddedildi.
“Kadını Erkeğe Bağlayan Anlayış”
Başvuruyu gerçekleştiren yerel mahkeme, düzenlemenin açıkça kadını erkeğin hanesine bağlayan, bireysel kimliğini zedeleyen bir zihniyeti yansıttığını belirtti. Bu yaklaşım, kadınların evlilik sonrası kimlik ve vatandaşlık ilişkileri açısından yeniden değerlendirilmesini zorunlu kılıyor.
