Balık sezonu açıldı, tezgâhlar hamsi, palamut ve istavritle doldu. Ancak fiyatların yanı sıra göz ardı edilmemesi gereken bir sorun var: mikroplastik kirliliği. Yapılan son araştırmalar, Karadeniz ve Marmara Denizi’ndeki balıkların tamamında mikroplastik bulunduğunu ortaya koydu.
Karadeniz ve Marmara’dan Çarpıcı Bulgular
Karadeniz: Hamsi, palamut, mezgit, lüfer, barbun ve zargana gibi türlerde yüksek seviyelerde mikroplastik saptandı. Özellikle hamsi ve palamut en riskli türler arasında.
Marmara Denizi: İstavrit, barbun, kefal, kırlangıç, pisi, dil, trakonya ve iskorpit dahil 12 tür incelendi ve tümünde mikroplastik tespit edildi. İstavrit en riskli balık olarak öne çıktı.
Neden Ciddi Bir Tehdit?
Mikroplastikler, besin zinciri yoluyla doğrudan insan vücuduna taşınıyor. Büyük ve uzun ömürlü balık türlerinde plastik yükü daha fazla olurken, orta derinliklerde yaşayan göçmen balıklarda bile kirlilik kaçınılmaz hale geldi.
Plastik Üretimi Sorunu
Türkiye’de yılda yaklaşık 10 milyon ton plastik üretiliyor. Bunun yalnızca 700 bin tonu geri dönüştürülüyor. Geri kalan milyonlarca ton plastik doğaya karışıyor ve denizlerdeki mikroplastik kirliliğinin ana kaynağı oluyor.
Uzmanlardan Uyarı
Uzmanlar, artık tek tek türler yerine tüm balıklarda mikroplastik bulunduğunu belirtiyor. “Durum giderek ağırlaşıyor, her yıl artıyor. Bu yalnızca denizlerin değil, halk sağlığının da en önemli sorunlarından biri” değerlendirmesinde bulunuyorlar.