Burdur Gölü, iklim değişikliği ve insan eliyle yapılan müdahaleler nedeniyle son 50 yılda su hacminin yaklaşık %50’sini kaybetti. Gölün su seviyesi yaklaşık 20 metre düştü, yüzölçümü ise dramatik şekilde azaldı. Uzmanlar, sadece Burdur’un değil, Göller Yöresi’nde yer alan Salda, Eğirdir ve Beyşehir gibi diğer stratejik öneme sahip doğal alanların da aynı tehditle karşı karşıya olduğunu belirtiyor.
Bilimsel Çalıştayda Ortaya Kondu: Göl Kuruyor!
Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi öncülüğünde düzenlenen “Burdur Gölü Bilimsel Çalıştayı”nda, Türkiye’nin en önemli tatlı su kaynaklarından biri olan Burdur Gölü’nün kuruma süreci masaya yatırıldı.
Akdeniz Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Koşun, gölün su kaybının sebeplerini şöyle sıraladı:
İklimsel değişkenlik ve sıcaklık artışı,
İnsani tahribatlar ve çevre bilincinin eksikliği,
Gölü besleyen derelerin önü kesilerek su akışının durdurulması,
Kontrolsüz açılan tarımsal sondajlar.
Prof. Dr. Koşun, Burdur, Yarışlı ve Salda göllerinin jeolojik olarak bağlantılı olduğunu vurgulayarak, Burdur Gölü’ndeki tahribatın zincirleme biçimde diğer gölleri de etkileyebileceğini ifade etti.
“14 Sulak Alandan Geriye Kalan Çok Az”
Salda Gölü Bilim Merkezi Müdürü Prof. Dr. İskender Gülle de yaptığı değerlendirmede, yalnızca Burdur’un değil, Göller Yöresi’ndeki tüm sulak alanların kritik eşiğe geldiğini belirtti. Gülle, şu ifadeleri kullandı: “1960’lı yıllarda Burdur’da 14 sulak alan kayıtlıydı. Ancak 2000’li yıllara geldiğimizde, bu alanların çoğu ya tarım için kurutulmuş ya da su kaynaklarının aşırı kullanımı nedeniyle doğal şekilde yok olmuş durumda. 2018’den itibaren iklim değişikliğinin etkilerini daha belirgin hissetmeye başladık. Bugün Burdur Gölü, 50 yıl öncesine göre hem hacim hem yüzey alanı bakımından yarı yarıya küçüldü.”