Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, Hürriyet gazetesi yazarı Fatih Çekirge'ye açıklamalarda bulundu.
Çekirge'nin “Okul, üniversite, ilim vakfı, öğrenci bursları... Bütün bunlar niye... Ne yapmak istiyorsunuz?” sorusuna Erdoğan şöyle cevap verdi:
“Fatih Bey, Türkiye’ye döndükten sonra kendi kendime sordum ‘Ülkem için ne yapabilirim?’... Ve karar verdim. Bütün hedefim, kültürümüzün ihya edilmesidir, insan yetiştirmektir... Geleneksel sporlarımızdan okçulukta da bu var. Üniversitede de bu var. Şimdi içinde bulunduğumuz bu müzik okulunda da bu var... İnsan yetiştirmek. Ona uğraşıyorum. Eğer bunu başarırsak Allah’ın izniyle Türkiye güçlü olur.”
“Yani ben Harvard’da okudum. Harvard öyle bir günde olmamış ki. 400 yıllık bir okul. Geleneği var. Birikimi var. Bugün Türkiye’de geleneği olan üniversitelere bakın. Mesela İstanbul Üniversitesi her zaman İstanbul Üniversitesi’dir. Geleneği vardır... İlim Yayma Ödülleri de böyle uzun soluklu bir çalışmanın başındadır...”
Bilal Erdoğan, İlim Yayma Ödülleri’nin temel amaçlarından birisini ise şöyle açıkladı:
“Türkiye’de biz akademik çalışmanın takdir gördüğünü, değerli ve kıymetli bir şey olduğunu yerleştirmek istiyoruz. İlim Yayma Ödülleri budur... Düşünün ki bir biliminsanı, akademisyen, laboratuvarda, kütüphanede yıllarca çalışıyor. Sorarlar, neyin peşinde ne yapıyor diye? Ne yaptı ki? Biz işte bunu aşmaya çalışıyoruz. Bir bakıyorsunuz, bir biliminsanı bir kitapla bir fikir kanalı açıyor. 1000 yıla damgasını vuruyor. Yani biz çocuğa ‘Başıma icat çıkartma’ diyenlerden değil, icat çıkart diyenlerdeniz.”
“Şöyle düşünün, biz burada akademisyene olan saygıyı, ilgiyi ve değeri gösterirsek o da belki örneğin ABD’de alışacak, öğrenecek ve ülkesine dönüp büyük işler yapacak. Kanallar, kapılar açacak. İşte Selçuk Bayraktar budur. Fuat Sezgin Hocamız bunun örneğidir. Bakın Müslümanlar Batılı düşünce insanlarının kitaplarını alıp çevirmişler. 15’inci yüzyıldan sonra onları geçmişler. Sonra da Batılı biliminsanları gelip Müslüman düşünürlerin kitaplarını çevirip gelişmişler, onlar geçmişler... İşte Gutenberg matbaayı buluyor, ilk çevrisi basılan kitapların başında İbni Sina geliyor.
Bugün de bizim yapmamız gereken budur. Reçete budur. Yani diyorum ki, bizim akademisyenimiz de burada okusun, sonra gitsin Batı’da doktorasını yapsın, oradan ne alacaksa alsın ve gelsin...”
Bilal Erdoğan, "Çocuklar neden yurtdışı istiyor" sorusuna ise gençlerin nasıl kazanacağını anlatarak cevap verdi:
“Bakın biz de anketler yapıyoruz. Çocuklarımızın yüzde 40’ı ‘Yurtdışına gitmek ister misin?’ sorusuna evet diyor. İlk sıra ABD ve Almanya... Oysa gençlere bu ülkede çalışırsan kazanırsın fikrini yerleştirmek lazım... İlim Yayma Ödülleri ve bizim genel bakışımız böyle. Örneklerimiz var. İşte Prof. Dr. Mehmet Zahmakıran Hocamız. MIT’de doktora yapmış. İstese ABD’de kalabilirdi. Ama gelmiş Van’da laboratuvarında çalışıyor. Şimdi Bartın’da... İşte bu başarı hikâyelerini çocuklara anlatmalıyız... Mesela bir soru sorsak: ‘Meslekleri iştigal alanlarına göre değerlendirirsek, en değerli meslek ne olmalı?’ Bizi göre bir tek cevap var... O da öğretmenliktir... En kıymetli meslek öğretmenliktir. Çünkü insan yetiştiriyor.”