İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen geniş kapsamlı soruşturma kapsamında, tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında yer aldığı şüpheliler hakkında “suç örgütü yöneticiliği”, “suç örgütüne üye olmak”, “irtikap”, “rüşvet”, “nitelikli dolandırıcılık”, “kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi” ve “ihaleye fesat karıştırmak” gibi ciddi suçlamalar yöneltiliyor.
Soruşturma kapsamında tutuklu bulunan iş insanı Yalçınkaya, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak amacıyla ikinci kez ifade verdi. Yalçınkaya ifadesinde, firari konumdaki şüpheli Murat Gülibrahimoğlu'nun 27 Haziran’da cezaevine bir avukat göndererek kendisini etkin pişmanlıktan vazgeçmesi yönünde baskı altına aldığını ileri sürdü.
Konuya ilişkin açıklamasında, “Gülibrahimoğlu’nun güçlü olması nedeniyle aileme zarar verebileceğini düşünerek tam ifade veremedim. Sonradan sırtımı devletime yaslamam gerektiğini düşünerek tekrar ifade vermeye karar verdim. İfade etmek istediğim yeni hususlar bulunmaktadır." ifadelerini kullandı.
Yalçınkaya, sahibi olduğu petrol şirketinin Türkiye genelinde yaklaşık 400 bayiye sahip olduğunu ve yıllık cirosunun 500 milyon dolar civarında seyrettiğini belirtti. İBB dosyasındaki bağlantının Murat Gülibrahimoğlu üzerinden şekillendiğini belirterek; “Kuzey Modern” ve “Kuzey Gayrimenkul” isimli şirketlere akaryakıt sattığını, ancak bu firmaların aslında Ekrem İmamoğlu ile İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş’e ait olduğunu Gülibrahimoğlu’nun kendisine söylediği iddiasında bulundu.
İstanbul'a geldiğinde Gülibrahimoğlu'nun Etiler'deki ofisine uğradığını, burada birkaç kez Keleş'i gördüğünü aktararak; "Murat'la yapmış olduğumuz sohbetlerde, bana 'İBB'den (İSFALT/İSTAÇ) aldığı işleri Fatih Keleş'in kendisine verdiğini, Fatih Keleş'in yönlendirmesi ve işaretiyle İBB'den ihaleye girmeden iş aldığını, belediyenin tüm hafriyat döküm, maden, geri dönüşüm işlerini Keleş'in gözetiminde ve denetiminde yaptığını, Keleş'in günlük olarak yapılan işleri takip ettiğini, hesabını tuttuğunu ve komisyonlarını haftalık olarak tahsil ettiğini söyledi." dedi.
Yalçınkaya, Gülibrahimoğlu'nun Keleş ile Ekrem İmamoğlu'nun denetimi ve gözetimi altında, İmamoğlu'nun en sağlam kasası ve yediemini olduğunu, kazandığı karın büyük bölümünün Keleş aracılığıyla İmamoğlu'na aktarıldığını defalarca söylediğini belirtti.
Gülibrahimoğlu'nun özel jetiyle 2022-2025 arasında yurt dışına gidip geldiğini, aynı jetle 2022'de İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü şüpheli Tuncay Yılmaz ve şüpheli Hüseyin Köksal'la yurt dışına çıktığını belirterek şu beyanda bulundu; "Murat'a özel jetle kimlerle, neden yurt dışına çıktığını sorduğumda bana 'jetle yurt dışına para götürdüklerini, bu uçuşların genellikle kısa süreli ve kapalı uçuşlar olduğunu' söylerdi. Murat'ın söylemlerinden yurt dışına götürülen paraların hafriyat, reklam ve inşaat işlerinden gelen paralar olduğunu anlıyorum. Murat kendisine ait bu özel jetle mart ayında yurt dışına kaçtı.'
Yalçınkaya, Gülibrahimoğlu'nun İBB'den aldığı işlerden aylık 1 milyar liranın üzerinde ciro yapmasına rağmen ödemelerini yapmakta zorlandığını, zaman zaman kendisinden borç istediğini aktardı.
Yalçınkaya Gülibrahimoğlu'nun ofisinde Fatih Keleş'in olduğu bir gün sohbet ettiklerine dikkati çekerek;"Bana Kılıçdaroğlu'nu CHP'nin başından göndermedikçe rahat edemeyeceklerini belirttiler. Daha sonraki süreçte de şu an gündemde olan kongre sürecinde delegelere maddi menfaat sağlayarak seçimi Özgür Özel'in kazanmasını sağladılar. Bu hususları zaman zaman bir araya geldiğimizde ettikleri sohbetlerde ben de orada bulunduğumdan dolayı bizzat duydum." ifadelerini kullandı.
Yalçınkaya, Murat Gülibrahimoğlu'nun bir sohbetinde söylediklerini şu sözlerle aktardı; "Fatih Keleş'in kendisine, (Gülibrahimoğlu) 'Muratçığım az kaldı, Ekrem Baba cumhurbaşkanı oluyor. Memleketin bütün muslukları bize akacak, sabret şimdi alma zamanı değil verme zamanı. Şimdi verirsek baba cumhurbaşkanı olduğunda kürekle verdiğimizi kepçeyle alacağız.' diyerek avuttuğunu söylerdi. Ayrıca Keleş'in ilk hedeflerinin CHP'yi satın almak olduğunu, bu işi kendilerinin finanse etmesi halinde CHP'de istedikleri kişiyi belediye başkanı yapabileceklerini, istemediklerini şutlayacaklarını, bunun için bir fon oluşturulduğunu, Ekrem İmamoğlu'nun bu fona katkı verenleri el üstünde tuttuğunu, 'En çok veren sen ol, sen el üstünde tutul.' dediğini söylerdi. Daha sonra CHP ele geçirilince Keleş, Murat'ın yanına gelerek 'Bak gördün mü paranın gücünü, 100 yıllık CHP'yi aldık.' diye sevindiğini söyledi. Bu sözleri defalarca Murat'tan işittim."
Yalçınkaya, 2020 veya 2021'de Gülibrahimoğlu ile Olay TV'nin olduğu binada buluştuklarını, kendisine, "Patron (Ekrem İmamoğlu) burayı satın almamız gerektiğini emretti. Medyanın bizim için çok önemli olduğunu, etkin bir şekilde medyayı kullanırsak daha başarılı olacağımızı, Halk TV'nin yetersiz olduğunu söylediğini." belirtti.
Gülibrahimoğlu'nun bunun için finansmanı sağlayacağını kendisine de söylediğini kaydeden Yalçınkaya, soruşturmaya yansıyan usulsüz ve gayriresmi iş ile eylemlerden kazanılan haraçlarla Olay TV'nin satın alındığını belirtti.
Yalçınkaya, Gülibrahimoğlu'nun ofisinde Keleş'in şunları söylediğini aktardı; "Gördüğün gibi parti işi tamam, parti artık bizde... Biz ne dersek partide bundan sonra o olacak. Şimdiki hedefimiz Ekrem İmamoğlu'nun cumhurbaşkanı olmasıdır. Nasıl ki partinin ele geçirilmesi için bir fon oluşturuldu ve bu hususta başarılı olunduysa şimdi de cumhurbaşkanı seçimi için büyük bir fona ihtiyacımız var. Bu fona katkı verenler abat olacak. Artık kara göründü, daha çok verme, alma zamanımız yaklaşıyor. Şunun şurasında 2 sene kaldı. İmar, iskan, ruhsat sıkıntısı olanları piyasadan bulalım, hangi ilçede, büyükşehirde iş varsa kapalım. 1 milyon dolar ve üzerinde para alacağımız her işi üstlenelim, küçük işlerle vakit kaybetmeyelim. İmarsız büyük arsalar bulalım, imara açtıralım. Kazandığımız paraların yarısını cumhurbaşkanlığı fonuna, yarısını da cebimize koyalım."
Yalçınkaya, ifadesinde şunlara yer verdi; "Aynı sohbette Murat Gülibrahimoğlu, Fatih Keleş ile Ekrem İmamoğlu'nun kendilerine, 'Cumhurbaşkanlığı fonuna para bulmak için özellikle alışveriş merkezlerini, yalıları, büyük binaları mercek altında tutun, kaçak olan bölümlerini ihbar edin, sonra da yalı, alışveriş merkezi, büyük bina sahipleri ile iletişime geçin ve biz bu işi çözeriz deyip işleri üstlenin, hedefimiz büyük AVM'lerden 10 milyon dolar, küçüklerden 5 milyon dolar tahsilat yapmak, seçimi kazanmamız için en az 2 milyar dolar paraya ihtiyacımız var.' dediğini söyledi. Fatih Keleş, Ekrem İmamoğlu'nun bu talimatı üzerine AVM sahipleriyle iletişim kurduklarını, AVM sahiplerinin bazılarının AK Parti'ye çok yakın olduğunu, istenen paralara itiraz ettiklerini söyledi. Bunlardan birisinin de A Plus AVM'nin sahipleri olan N.D, S.F. ve S.D. olduğunu, adamların çok cimri olduğunu, AVM'nin otoparkı kaçak olduğundan, otoparkın mühürleneceği söylendiklerini ve 200 milyon lira ceza yazılacak dendiğini veya 'Bu ceza yerine 3 milyon avro öde' dendiğini, adamlardan 1 milyon avroyu zorla aldıklarını, her zaman istedikleri paraları da alamadıklarını, Bu nedenle AVM sahipleri ile ya da imar işi olanlarla görüşürken çok dikkatli hareket edilmesi gerektiğini, attıkları taşın ürküttükleri kurbağaya değmediğini söyledi. Bu hususları da bizzat Fatih Keleş'ten işittim."
Gülibrahimoğlu'nun ofisine gittiğinde Keleş'in buradan elinde çantalarla çıktığını gördüğünü, çantanın birisinin köşesinde hafif aralık olduğu için dolar balyalarının göründüğünü, iş insanlarının haraç çetesinden bıktığını belirten İş İnsanı Yalçınkaya, Gülibrahimoğlu'nun Cebeci'deki dolgu döküm işinden kazandığı milyon dolarların Keleş aracılığıyla İmamoğlu'yla cumhurbaşkanı seçim fonuna aktarıldığını iddia etti.
Yalçınkaya, ifadesinin devamında, şunları aktardı;"CHP Cumhurbaşkanlığı adaylığı için ön seçim çalışması başlatınca bu hususu da Murat'la konuştuk. Murat, bana bir savcı marifeti ile Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Mehmet Pehlivan'ın bazı casusların yolsuzluk soruşturmasıyla ilgili Ekrem İmamoğlu'na bilgi aktardığını, bu işleri İmamoğlu'nun avukatı Pehlivan'ın yaptığını hatta Pehlivan'ın bir bayan savcıyla yakın münasebetinin olduğunu, Ekrem İmamoğlu'nun da kendisine yapılacak yolsuzluk soruşturmasını haber alınca 1 yıl sonra yapılacak cumhurbaşkanlığı ön seçim kampanyasını öne çektiğini, bu seçim çalışmaları ile 'İmamoğlu'nun kendisine yapılacak yolsuzluk soruşturmasını siyasi operasyonmuş' gibi göstereceğini, cumhurbaşkanlığı ön seçim kampanyasının bu sebeple öne alındığını söyledi."
Murat Gülibrahimoğlu'nun 19 Mart'ta telefon açarak, kendisini İBB soruşturmasına dahil edeceklerini, bu durumu çözmeye çalıştığını söylediğini belirten Yalçınkaya; "Bana sürekli 'Yurt dışına kaç.' diyordu. Ama ben herhangi bir suçum olmadığını bildiğimden hiçbir zaman yurt dışına kaçmayı düşünmedim. Hatta Murat'ın mallarına tedbir konulduğu 7 Mayıs'ta doğum günüm olduğundan dolayı kutlamak için yurt dışına çıkıp geri geldim. Suçlu olsaydım geri gelmezdim. Murat beni her gün arayıp operasyon yapılacağını söylüyordu. Hatta operasyon yapılmadan önceki gece de aradı. Bana operasyon yapıldığı günün bir önceki gecesi de dahil olmak üzere sürekli konuşuyorduk." ifadelerini kullandı.