Arabesk müziğin sevilen sesi, halk arasında Güllü adıyla tanınan sanatçı Gül Tut, 26 Eylül 2025’te Yalova’nın Çınarcık ilçesindeki evinin 5. katındaki penceresinden düşerek yaşamını yitirdi. Henüz 51 yaşındayken hayatını kaybeden sanatçının ölümü, hem sanat camiasında hem de geniş halk kesimlerinde büyük bir yankı uyandırdı. Olayın ardından ortaya çıkan çelişkili ifadeler ve kamera görüntüleri ise ölümün perde arkasını daha da tartışmalı hale getirdi.
Aileden İlk Açıklama: "Kaza Sonucu Düştü"
Acı haberi ilk olarak sanatçının oğlu Tuğberk Yağız sosyal medya üzerinden duyurdu. Güllü’nün kızı Tuyan Ülkem ise polis ifadesinde, annesinin evde Roman havası eşliğinde oynarken dengesini kaybettiğini ve bu sırada pencereden düştüğünü söyledi. Ancak bu ifade, olay yerine ulaşan emniyet birimlerinin tespitleriyle örtüşmedi. Yapılan incelemeler ve kamera kayıtlarının değerlendirilmesi, olayın sıradan bir kaza değil, “şüpheli ölüm” olarak ele alınmasına neden oldu.
Kamera Görüntülerinde Dikkat Çeken Detaylar
Gazeteci Emrullah Erdinç, katıldığı bir televizyon programında kamuoyuna yeni bilgiler aktardı. Erdinç’in açıklamalarına göre, kamera kayıtları Güllü’nün düşmeden hemen önce kızının odasına girdiğini gösteriyor. Görüntülerde sanatçının bir şey gördükten sonra tepki verdiği, ardından evin içinde “pat pat” seslerinin duyulduğu iddia edildi. Bu noktada Erdinç, şu değerlendirmeyi yaptı:
"İlk anlatımda, ‘Annem Roman havası oynuyordu, birden düştü’ denildi. Ancak olay yerinde böyle bir eğlence ortamı yok. Görüntülerde Güllü’nün oynayacak bir hali de görünmüyor. Odaya giriyor, bir şeye tepki gösteriyor, sonrasında sesler duyuluyor. Büyük ihtimalle camı kapatmaya çalışırken dengesini kaybetti. En mantıklı ihtimal bu gibi duruyor."
Otopsi Raporu: Darp ve Boğuşma İzine Rastlanmadı
Olayın ardından yapılan otopsi raporları, Güllü’nün vücudunda herhangi bir darp veya boğuşma izine rastlamadı. Bu durum, sanatçının fiziksel bir saldırıya uğramadığı ihtimalini güçlendirdi. Ancak Erdinç, itilme ihtimalinin otopsi raporlarıyla kesin şekilde kanıtlanamayacağını vurguladı. Şu ifadeler dikkat çekti:
"Yabancı bir temas olsaydı DNA bulgusu elde edilebilirdi. Fakat aynı evde yaşadığı kişilerle sürekli fiziksel temas halinde olduğu için, olası bir itme yalnızca kamera kayıtlarıyla ortaya çıkabilir. Başka türlü kanıtlanması çok zor."