Rahime Hatun, 1890'da Osmaniye'nin Kayalı köyünde doğdu ve ailesinin yaşadığı zulümlere tanıklık etti. İşgal güçlerinin Ermeni çetelerle işbirliği yaparak köylere saldırdığı dönemde, 1920 Şubat'ında Kanlıgeçit çete reisi Hüseyin Ağa'nın milli kuvvetlerine gönüllü olarak katıldı. Çatışmalarda aktif rol aldı, süvari ve piyade görevleri üstlendi. Bir çarpışmada ateş altında kalan iki şehidini kurtarmak için öne atılması, lakabının kaynağı oldu.
Tayyar Rahmiye'nin Ailesi ve Erken Yaşamı
Rahime Hatun, Köse Abdullah ile Hatice'nin kızı olarak Kayalı köyünün Kanlıgeçit Mahallesi'nde büyüdü. İki ablası Eşe ve Elif ile küçük kardeşi Meryem ve erkek kardeşi Mustafa arasında yer aldı. Okuryazarlığı hakkında bilgi yok, ancak köy hayatı içinde sorumluluklar edindi. İki evlilik yaptı; ilkinden iki kızı, ikincisinden iki oğlu oldu, fakat oğulları genç yaşta vefat etti.
İşgalin başlamasıyla ailevi zorluklar arttı. Kocası Ermeni çetecilerce öldürüldü, bu olay Rahime'yi direnişe itti. Bölgedeki yağmalar ve katliamlar, onu milli mücadele saflarına sürükledi. Köydeki diğer kadınlar gibi, o da evini terk ederek çetelere katıldı. Bu karar, onun hayatındaki dönüm noktasıydı.
Tayyar Rahmiye'nin Mücadele Yılları ve Lakabının Hikayesi
Rahime Hatun, milli kuvvetlere katıldıktan sonra onbaşı rütbesi aldı ve Rahime Onbaşı olarak anıldı. Hareketli savaş tarzı, atının üzerinde düşmana "uçarcasına" saldırmasıyla ünlendi. Bu yüzden "Tayyar" yani "uçan" lakabını kazandı. Miralay Mehmet Arif Bey'in anılarında, bir çatışmada iki şehidi sırtlayarak kurtarması bu lakabın kökeni olarak anlatılıyor.
Güney Anadolu'daki direnişte önemli roller üstlendi. Osmaniye yakınlarındaki demiryolu tünelini patlatarak Fransızların cephane ikmalini kesti. Çatışmalarda 80 tüfek ve iki makineli tüfek ele geçirilen bir baskında ön saflardaydı. Süvari olarak hızlı manevralar yaptı, piyadeyken siperlerde cesaret gösterdi. Müfrezesi, 9. Tümen'le koordineli çalıştı ve bölge halkını organize etti.

Tayyar Rahmiye'nin Son Çatışması ve Şehadeti
5 Ağustos 1920'de Alibeyli Mahallesi'ndeki Fransız karargâhına baskın düzenlendi. Hacı Ökkeş Ağa'nın evini hedef alan operasyon, yoğun ateşle karşılandı. Müfrezesi siper aldığında, Rahime ayağa kalktı ve "Ben kadın olduğum halde düşmandan korkmuyorum; siz erkek olduğunuz halde niçin çekiniyorsunuz?" diye haykırdı. Bu sözler, çeteleri harekete geçirdi.
Baskın sırasında vuruldu. Son nefesinde "Arkadaşlar, sakın cesedimi düşman eline bırakmayın" dedi ve şehit düştü. Arkadaşları cesedini kurtardı. Bu olay, Fransız tayyarelerinin bombalamasıyla çetinleşti, ancak müfrezesi zafer kazandı. Şehadeti, milli mücadelede kadın kahramanlığını pekiştirdi.
Tayyar Rahmiye'nin Mirası ve Anısı
Tayyar Rahmiye'nin mezarı, Osmaniye Ulu Camii çevresindeki şehitlikte bulunuyor. Hikayesi, Kurtuluş Savaşı edebiyatında ve anılarda yer aldı. Adına okul ve sokaklar verildi; Osmaniye'de Rahime Hatun Kız Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi gibi kurumlar onun adını taşıyor. Güney Cephesi'ndeki rolü, Türk kadınlarının bağımsızlık mücadelesindeki yerini simgeliyor.
Onun cesareti, sonraki nesillere ilham verdi. Belgeler ve tanıklıklar, direnişin sıradan köylülerden doğduğunu gösteriyor. Tayyar Rahmiye, anonim kahramanlardan biri olarak tarihe geçti ve milli mücadele ruhunu yansıtıyor.
Tayyar Rahmiye Kimdir?
Tayyar Rahmiye, asıl adıyla Rahime Hatun, 1890'da Osmaniye'nin Kayalı köyünde doğan gönüllü kadın askerdir. Kurtuluş Savaşı'nda Fransız işgaline karşı 9. Tümen müfrezesine komuta etti, "uçan" lakabıyla tanındı. 5 Ağustos 1920'de Alibeyli baskınında 30 yaşında şehit düştü. İki evliliğinden dört çocuğu oldu, ailesi zulümlere tanıklık etti. Demiryolu tüneli patlatma ve şehit kurtarma gibi kahramanlıklarıyla anılıyor.