Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Nevşehir’de partisinin programı kapsamında yaptığı konuşmada Terör Örgütü PKK’nın silah bırakmasına tepki gösterdi. Özdağ, örgütün silah bırakmadığını, yalnızca farklı yapı ve ülkelere eleman ve mühimmat transfer ettiğini öne sürdü.
“PKK silah bırakmadı, aktardı”
Terör Örgütü PKK’nın Irak’ın kuzeyinde sembolik bir eylemle terörü sonlandırdığını ilan etmesini eleştiren Özdağ, şu ifadeleri kullandı:
“Terör örgütü biliyorsunuz Kuzey Irak’ta sözde mangal partisi kıvamında 30 tane kalaşnikofu yakarak terör sürecini durdurduğunu iddia etti. Ve içeride kurulan AK Parti MHP ve DEM’den oluşan DAM İttifakı da PKK’nın terörü durdurduğu propagandası yapıyor.”
Terör örgütünün silahlarını Suriye ve İran’daki uzantılarına devrettiğini belirten Özdağ, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Oysa terör örgütü silah bırakmadı. Terör örgütü silahlarını Suriye PKK’sı, PYD’ye ve İran PKK’sı, PJAK’a devretti. Bu arada işe yarayan elemanlarını da bu iki yan terör örgütüne yolladı. Yani PKK’nın silah bıraktığı iddiası doğru değildir. Ve utanmadan da şunu söylüyorlar, ‘Biz yenilmedik, Türkiye Cumhuriyeti devleti yenildi’.”
“Sevr’in gölgesine sığınan yapı silah bırakıyormuş”
Ümit Özdağ, konuşmasında örgütün Avrupa’da Lozan Anlaşması’nı hedef alan tutumuna da değinerek, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel kazanımlarına saldırıldığını vurguladı:
“Bir taraftan Avrupa’da İstiklal Harbimizin sonunda emperyalizme imzalattığımız Lozan Anlaşmamızı protesto eden toplantılar düzenliyorlar. Emperyalizmin, Anadolu’dan Türklüğü kazımak için imzalatmaya zorladığı Sevr’i Lozan’da yırttık.”
PKK’nın silah bırakma iddiasını “büyük bir yalan” olarak nitelendiren Özdağ, terör örgütünün hedeflerinden vazgeçmediğini savundu:
“Şimdi Sevr Anlaşması’nın gölgesine sığınan bir aşağılık terörist yapı silah bırakıyormuş. Bu büyük bir yalan. Ne silah bırakıyorlar ne de Türkiye Cumhuriyeti devletini yıkma hedefinden vazgeçiyorlar. Şu ana kadar 40 yıldır terörle yaptıkları şeyi, terörü PYD ve PJAK üzerinden tehdit olarak tutmaya devam edip, içeride siyasi yöntemlerle sürdürme girişiminden başka hiçbir şey değildir. Türk milleti bu tuzağa düşmeyecek.”