Türk müziğinin efsane ismi İbrahim Tatlıses ile oğlu Ahmet Tatlıses arasında uzun süredir devam eden aile içi gerginlik, geçtiğimiz hafta alınan mahkeme kararıyla yeni bir aşamaya taşındı. İbrahim Tatlıses’in tehdit edildiği gerekçesiyle oğluna karşı aldığı uzaklaştırma kararı ve elektronik kelepçe uygulaması kamuoyunun gündemine otururken, sessizliğini bozan Ahmet Tatlıses’ten çarpıcı açıklamalar geldi. Sosyal medya hesabından dikkat çeken ifadelerle konuşan Ahmet Tatlıses, sürecin kamuoyunda yanlış anlaşıldığını savundu.
“Karara Saygı Duyuyorum Ama...”
Ahmet Tatlıses, kamuoyunun merakla beklediği açıklamasında, babasının aldığı uzaklaştırma kararına saygı duyduğunu belirtti. Ancak kararın, ortada herhangi bir fiziki temas ya da tehdit unsuru bulunmadığı halde verilmiş olmasının düşündürücü olduğunu söyledi:
“Evet, babam bir karar almış, saygı duyuyorum. Yaklaşık bir senedir görüşmüyoruz. Ne telefon ne mesaj… Hiçbir iletişimimiz yok. Kendisi İzmir’de, ben İstanbul’dayım. Fiziksel bir yakınlık dahi yok ama yine de böyle bir karar alınmış. Buna da saygı duyuyorum.”
Ahmet Tatlıses’in bu sözleri, taraflar arasındaki bağların ne denli kopmuş olduğunu gözler önüne serdi.
“Mirası 20’li Yaşlardaki Bir Kıza Bırakacağını Duyunca...”
Açıklamalarının devamında aile meselesine dair çok konuşulacak iddialarda bulunan Ahmet Tatlıses, sürecin mal mülk davası olmadığını vurguladı. Dört yıldır devam eden davanın özünde aileyi koruma çabası olduğunu dile getirdi:
“Bizim davamız miras değil, ailemizi koruma davası. Babamın bütün mal varlığını 20’li yaşlardaki bir kıza bırakacağını duyduğumda harekete geçtim. Yedi çocuğu varken böyle bir karar bana çok yanlış geldi. Amacım sadece kardeşlerimi ve ailemi korumaktı.”
Tatlıses, söz konusu genç kadının kim olduğuna dair bilgi vermezken, bu konunun aile içinde derin yaralar açtığını ima etti.
“Bu Miras Kavgası Değil, Ahlaki Bir Duruş”
Ahmet Tatlıses, ailenin hiçbir zaman mal mülk peşinde olmadığını, herkesin kendi hayatını kurduğunu ve geçimini sağladığını ifade etti. Asıl meselenin etik ve vicdani olduğunu söyleyerek şu sözlerle nokta koydu:
“Bu dava asla miras kavgası değildir. Açgözlü bir aile değiliz. Ben o yükü nasıl taşıdığımı çok iyi biliyorum. Bu işin mal mülkle ilgisi yok. Herkes bizi sevmek zorunda değil ama ben sözümü yere koymam.”
