10 Ocak tarihinde “Ara transfer mi, ana transfer mi?” başlığıyla aşağıdaki yazıyı yazmıştım: “Yıllardır söylenir; A Takımı, devre arası yaptığı transferle şampiyon oldu. B Takımı, ara transfer sonrası başarıyı yakaladı” diye. Madem ara transferle başarı geliyor, yaz transfer dönemi neden var? Ya da başka bir ifadeyle, yaz transfer döneminde yapılan transferler neden yetersiz kalıyor? Elimden geldiğince, kendime göre anlatmaya çalışayım. Yaz transfer dönemi, kulüpler için de futbolcular için de oldukça uzun bir süre. Bir takımın tüm eksikleri giderilir mi? Evet, giderilir. Ama futbolcu nazlanmaları, kulüp çıkarları, teknik adam kararsızlıkları ve en önemlisi menajerler, yaz transfer dönemimde takımların eksik transfer yapmasına neden oluyor. Mesela Beşiktaş ve Galatasaray. Sezon başında belki menajer yanlışları, belki yanlış transfer politikaları ile forvetsiz kaldılar; ellerindeki en iyi santrforları satarak hem de... Şimdi de devre arasında büyük paralar vererek bir golcü alıyorlar. Hem unutmayın; devre arası alınan transferin maliyeti de çok fazla olur. Belki Beşiktaş’ın PSV’den aldığı stoper Mirin, sezon başındaki maliyetinden daha ucuza geldi ama istisnalar kaideyi bozmaz...” Biz bu satırları yazdıktan sonra Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray; neredeyse yaz transfer döneminden daha fazla transferi, ara transfer döneminde yaptı. Takımlarına ne kadar katkı verecekler, takımlar yeni transferlerden ne kadar katkı alacak, bunu da zaman gösterecek.

Japon İşi

YILLAR önce televizyonun tek kanal olduğu yıllarda, her sokakta bir videocu olduğu dönemlerde Japon İşi diye bir film meşhur olmuştu. Yönetmenliğini Kartal Tibet’in yaptığı filmde, Kemal Sunal ve Fatma Girik başrolde oynuyordu. İki rolde oynayan Girik, Japonya’dan gelen bir robotu canlandırıyordu. O dönemde anlamıştım, Japonlar’ın üstün teknoloji ırkı (!) olduğunu. Tsubasa çizgi filmiylede bu düşüncem perçinleşmişti. Kagawa da futbol dünyasına düştüğü andan itibaren Türkiye’ye gelmesini çok istedim. Basın tribününde oturup izlemenin keyfine varmak lazımdı. Yaşı çok geçmeden geldi. Borussia Dortmund’daki o ilk dönemindeki gibi oynarsa, tribüne çok taraftar çeker.