Türk’ün, ateşle imtihanda
Ülküsü unutturulmak isteniyor.
TÜRK kelimesine bile tahammül edilemiyor.
Renkli yalanlarla sarmalanıyor.
Kalemler, aleyhine yazıyor.
Ümitleri kırılmak isteniyor.
Milliyetçi karakterinden vazgeçirilmeye çalışılıyor.
TÜRK,
Dağları delen, dizginlenemez bir güçtür.
Oğuz Handır,
Atilla’dır,
Kürşat’tır,
Mete’dir,
Fatih’tir,
Gönül tahtında.
Razı olur mu baskıya, zorlamaya.
Unutmaz,
Yalana ve yalancıya taviz vermez.
Umut, ölümsüzlüğünün kaynağı.
Mavi bayrağa hasrettir.
Oğuz’a, Avşar’a, Çepni’ye.
Kırgız’a, Kazak’a, Özbek’e.
Çalışkanlık, vazgeçilmez alışkanlığı.
Ay yıldızlı bayrak için kanını döker.
Lakin,
Işığı, umudu hiç sönmez.
Şanlı  geçmişi, onu ayakta, dik tutar.
Kin tutmaz, kindara boyun eğmez.
Altay dağları, Tanrı'dan adını aldığı yerdir.
Namusu, vatandır.
TÜRK demenin nesi hatadır.
Tüm TÜRKLERİN birleşme,
TURAN’A uzanma,
Tek devlet veya Türk Birliğini kurmasının,
Bir TÜRK olarak bize ne sakıncası vardır?
Doğruyum, çalışkanım demenin,
İleriye gitmenin nesi anlaşılamazdır.
Türk’ün varlığının nesi kimleri rahatsız eder?
Bunun nesi kötüdür.
Işıklar içinde yatan,
Mustafa Kemal Atatürk'tün yoluna can fedadır.
Ne güzel bir ismi ona layık görmüşüz;
“ATATÜRK”.
Özetle dostlar;
“TÜRKÜM, Doğruyum, çalışkanım,
Irkımı ve atalarımı seviyorum”.