Arif Nihat Asya 7 Şubat 1904’te Çatalca’da doğdu.

İstanbul’da Yüksek Öğretmen Okulu’nu bitirdi.

Adana, Malatya, Edirne, Tarsus, Ankara ve Kıbrıs liselerinde edebiyat öğretmenliği yaptı.

5 Ocak 1975’te Ankara’da öldü.

Fikrin ağır bastığı şiirlerinde milliyetçilik konusu büyük bir yer tutar.

Çok renkli ve değişik biçimli şiirler yazmış olan Asya, son şiirlerinde biraz da mistisizme yönelmiştir.

Şiirinde daima bir yenileşme çabası içinde olan şair, etkilerden uzak kalarak kendine özgü bol renkli şiir dünyasını yaratmıştır.

Tarihimizin muhteşem ve şanlı sayfalarını şiirleştirdiği de görülür.

Rubai türünün yeni Türk edebiyatında önemli şahsiyetlerinden kabul edilir.

Bayrak ve vatan, onun mısralarında en usta anlatıcısını bulmuştur.

Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor!

‘’Şehitler tepesi boş değil,

Biri var bekliyor.

Ve bir göğüs, nefes almak için;

Rüzgar bekliyor.

Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye;

Yattığı toprak belli,

Tuttuğu bayrak belli,

Kim demiş meçhul asker diye..

Destanını yapmış, kasideye kanmış.

Bir el ki; ahretten uzanmış,

Edeple gelip birer birer öpsün diye fâniler!

Öpelim temizse dudaklarımız,

Fakat basmasın toprağa temiz değilse ayaklarımız.

Rüzgarını kesmesin gövdeler

Sesinden yüksek çıkmasın nutuklar, kasîdeler.

Geri gitsin alkışlar geri,

Geri gitsin ellerin yapma çiçekleri!

Ona oğullardan, analardan dilekler yeter,

Yazın sarı, kışın beyaz çiçekler yeter!

Söyledi söyleyenler demin,

Gel süngülü yiğit alkışlasınlar

Şimdi sen söyle, söz senin.

Şehitler tepesi boş değil,

Toprağını kahramanlar bekliyor!

Ve bir bayrak dalgalanmak için

Rüzgar bekliyor!

Destanı öksüz, sükûtu derin meçhul askerin;

Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye

Yattığı toprak belli,

Tuttuğu bayrak belli,

Kim demiş meçhul asker diye..’’