Putperest  bir kavimde  dünyaya  gelmiş  olsalar da   onlar,  bir olan Allah'a inanmış gençlerdi.

Bu farklı  inançları sebebiyle  toplumdan dışlandılar.

Taşlanarak  öldürülmekten veya zorla  din değiştirmekten  kurtulmak için  doğup büyüdükleri şehirden iman  gayreti ve heyacanıyla çıktılar.

İnandıkları  bir davaları, uğruna  her şeyden vazgeçebilecekleri bir  sevdaları vardı.

Allahda onların  doğru yolda yürümelerine  katkıda bulundu. (Kehf; 18/13).

Haksızların karşısında ayağa kalkıp, '' Bizim Rabbimiz  göklerin ve yerin rabbidir;  Ondan  başkasına  asla tanrı  deyip yakarmayız.

Yoksa kesinlikle yanlış bir şey söylemiş oluruz'' demeleri  onların yüreklerini  güçlendirdi. (Kehf; 18/ 14).

Sonunda bir mağaraya sığındılar. İnanıp güvendikleri  Allah,  onları bir mağarada  korumaya aldı ve dinlendirdi.

Burada gençler asırlar sürecek  uzun bir uykuya daldılar.

Allah'ın mucizesi  ile 309  sene uyuduktan sonra tekrar  uyanan bu samimi gençler, Ashab-ı Kehf  yani, mağara arkadaşları  diye anıldılar.

Onların bu hayat  hikayesi, samimiyetle  iman eden kişinin Allah'tan başka hiç kimseden korkmaması, ve sadece O'na güvenmesi gerektiğini anlatan ibret dolu bir Kur'an kıssasıdır.

***

Hani o gençler mağaraya sığınmışlarda  , '' Ey Rabbimiz, Bize katından bir rahmet ver ve  içinde bulunduğumuz şu durumda bize kurtuluş ve doğruluğa ulaşmayı  kolaylaştır'' demişlerdi.

Bunun üzerine Bizde nice yıllar onların kulaklarını  dış dünyaya kapattık. Onları uyuttuk.

Sonra onları uyandırdık. (Kehf; 18/ 10-11).