MERAK ediyorum bu kafayla terörizmle nasıl mücadele edilir diye? Türkiye Cumhuriyeti Eruh ve Şemdinli baskınlarından beri küresel vekalet savaşçısı terörist katiller ile mücadele ediyor. 50 binin üzerinde insanımız şehit oldu. Binlerce Mehmetçiğimiz, polisimiz, askerimiz, korucumuz şehit oldu. Devletimizin güçlenmesine kalkınmasına, insanımızın zenginleşmesine harcayacağımız yaklaşık bir buçuk trilyon dolar milli servet terörle mücadeleye gitti. Mücadele hala sürüyor. Sürecek gibi de görünüyor. Çünkü arkasında ABD ve de İsrail ve küresel güçler var. Büyük Kürdistan hayalleri, Büyük Ermenistan hayalleri, kukla devlet hayalleri, Türkiye’yi bölüp parçalama hayalleri bu stratejik düşmanların rüyalarını süslüyor. Görüntü böyle iken, Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan her fert bu gerçekleri görerek teröre karşı teröriste karşı. Yabancı düşmanlara karşı tavrını koymak bir olmak birlik olmak zorundadır. Ve bu tavrı en çok Türkiye’yi yönetenlerden devleti yönetmeye talip olanlarda görmek istiyoruz. Ama maalesef göremiyoruz. Cumhur ittifakı Allah için son 5 yılda terörle insanüstü bir mücadeleye girişti. MHP ve Devlet Bahçeli’nin tam desteği ile dağlardaki terörist sayısı 500’ün altına indi. Teröristler resmen bir çözülme sürecine girdiler. Ve bu hayati mücadele sürerken siyasetçilerin özellikle ana muhalefet partisi CHP’nin yapması gereken bir şey var, önce partim değil de, önce devletim demeleri gerekir. Çünkü bu parti Atatürk’ün kurduğu bir partidir. Oklarından birisi milliyetçiliktir. Ama ne gezerrrr... Terörizmin siyasi ayağı olan bir partinin ipine tutunmuşlar sağa sola savrulup duruyorlar. Anlaşılmaz, inanılmaz bir durum. Ama gerçek. Onlara destek veren İyi Parti’nin de durumu ayrı bir dram. Gönüllerinde bozkurt ve de milliyetçilik yanlarında HDP. Yaman bir çelişki gibi duruyor.

Almanya rezaleti

CHP iktidar olmak için PKK’nın sivil uzantısı HDP’nin oylarına muhtaç. Bunu biliyorlar, bildikleri içinde HDP’ye her konuda her yolda her platformda destek veriyorlar. CHP’nin bazı yöneticileri Almanya’da cumhuriyet etkinliği düzenliyorlar, (Hangi cumhuriyetse! Sanırım o meşhur İkinci Cumhuriyet) PKK yandaşları salonu basıyor. Ve sloganlarla;” Sözünüzü tutun” diyorlar”. Ne sözü vermişler bilmiyorum! Bunu HDP ve PKK’ya yakınlığı ile bilinen İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na sormak gerekir! Ve bu baskında CHP Almanya temsilcisinin sözleri hem terörle mücadeleye hem Atatürk’ün kabrine hem de TÜRK insanın mücadelesine hançer gibi saplanıyor; “HDP’liler siz bizim dostumuzsunuz!”. Adamda biraz utanma olur. Vatanında olanları bir kenara bırak şehit kanlarından, gazilerden, yakılan yıkılan ocaklardan, insanın biraz utanması olur. Bitti mi? Bitmedi.

Çadır tiyatrosu

Kardeşi dağlarda askerimize karşı elinde silah kurşun sıkan HDP’nin tutuklu lideri cezaevinde bir kitap yazıyor. Nasıl yazmış onu da bilmiyorum. ABD’de teröristleri bırakın kitap yazmayı GUANTONOMA hücrelerinden nefes bile almaya bırakmıyorlarken. Adam yazmış. Ne yazmış çok da ilgilenmiyorum, Beni ilgilendiren bu çadır tiyatrosunda sahnelenen ve tiyatro olarak sahneye konan oyunun elit misafir sanatçıları. Kim onlar; “Gürcü kökenli Kadir İnanır, İstanbul Belediye Başkanını eşi, Dilek İmamoğlu, Tutuklu Demirtaş’ın eşi, Başak Demirtaş, milletvekili eskisi, bugünlerde PKK-HDP sözcüsü Barış Yarkadaş Ve de CHP Genel Başkanının eşi Selvi Kılıçdaroğlu” PKK’nın siyasi aktörü Selahattin Demirtaş’a tam destek veriyorlar. Utanmadan da bir güzel poz vermişler. Sanki dökülen kan TÜRK kanı değil. Sanki 40 yıldır terörle piyonlarla mücadele eden Türk Devleti değil. Sanki Diyarbakır’daki kalkışmada o gencecik çocukları öldürtüp üzerlerinden kamyon geçirtenler bunlar değil. Bu kadar gözleri oy için kararmış yani. Buradan Atatürk ismi beyinlerine ruhlarına kalplerine kazınmış olan ve benim gibi kendini Atatürkçü olarak tanımlayan insanlarımıza seslenmek istiyorum; “Bu mu oy verdiğiniz Atatürk’ün partisi? Bu mu iktidara geldiğinde terörle mücadele edecek olan CHP?”. Hadi canım sizde... Görünen köy kılavuz istemez.