TRABZONSPOR'da balayı dönemi sona erdi. Deniz bitti, kara gözüktü! Gerçeklerle yüzleşme zamanı geldi. Eldeki kadro bu... Kimse ahlayıp, vahlanmasın. Birbirini karalamaya, hakaret edip yıpratmaya çalışmasın. Oyuncu da, teknik heyet de bu. Tabii yönetim de. Bordo mavili kulüpte işin ehli çok az. En iyi kaptan fırtınalı havada gemiyi sağ salim limana getirendir. Bir kulübü üç açıdan inceleyebilirsiniz. Her biri deneyimli; yönetici, teknik adam ve oyuncu topluluğu. "Trabzonspor'da hangi grup içinde yeterince deneyim var?" diye bir soralım. Takımın yarısı alt yapıdan gelen oyunculardan oluşuyor. Ligin en genç kadrosuna sahip. Kaptanı 22 yaşında. Trabzonspor'un tarihinde ilk kez bu kadar genç bir kaptan gemiyi limana yanaştırmaya çalışıyor. Galatasaray maçında 18 taşındaki oyuncusu kaleyi korudu.
 
Süper Lig kariyeri uzun soluklu olmayan Teknik Direktör Ünal Karaman için tablo farklı değil. Ne hayallerle geldi. Kendini sorunlu oyuncuların içinde buldu. Atsan bir dert, kadroda tutsan bir dert. Attı! Kendi derdini katladı. Kaleci sıkıntısı çekiyor. Transfer yasağı yüzünden yerini dolduramadı. Trabzonspor'un tarihindeki kara lekeyi o göğüslemeye çalışıyor. Üstelik sessiz, sedasız.. İsyanını içine gömüp yoluna devam etmeye çalışıyor. Kürekleri olmayan bir kayığı limana yanaştırmaya çalışıyor. Küreksiz kalırken hatası yok mu? Elbette var. Kadronun bu hale gelmesinde o da işin başındaydı. Tecrübesizliğinin kurbanı oldu!
 
Yönetim açısından benzer bir  durum söz konusu. Yöneticilerin çoğunluğu böyle kriz yaşamış insanlar değil. Fırtınalı havada hiç balığa çıkmış değiller. Başkan Ağaoğlu her ne kadar "uzun yol kaptanıyım" dese de böyle bir yükle hiç denize açılmış değil. Halsiz, yorgun ve bitkin düşmesi bunu gösteriyor. Takımın bu hale gelmelerinde payları yok mu? Hem de çok. Kadro mühendisliğini biraz yanlış yaptılar. Kumdan ve çimentodan yontunca ortaya bu kadro çıktı. Gönderilenlerin yeri doldurulamadı. Buna neden olan transfer yasağı konusunda yeterli bilgi akışı sağlanamadı. Hazırlıksız yakalandılar. Gönderdiklerini arar oldular.
Şimdi ekip ruhuyla şartlar ne olursa olsun kenetlenip bu gemiyi limana götürmek lazım. Meteorolojiye göre önümüzde çok fırtınalı günler bizi bekliyor. Taraftar şunu unutmamalı. Bu kadronun yapacak başka bir şeyi yok. Sezon sonuna kadar sabır ve sevgi ile güçbirliğiyle gitmek zorunda.. İşin özü kimse gemiyi batırmaya çalışmasın. Çünkü hepimiz aynı gemideyiz..
 
Abdulkadir'i rahat bırakın
 
Daha düne kadar Abdulkadir Ömür'e övgüler yağdırıyorduk. Yere göğe sığdıramıyorduk. Kimi "yerli Messi" diyerek mikrofon uzatıyordu, kimi tam sayfa röportajlar yapıyordu. Burak gidince "zincirlerinden kurtulup özgürlüğüne kavuştu" dedik. Rotasyonsuz, dar kadro içerisinde zihinsel ve fiziksel yorgunluk yaşayan bu oyuncuların üzerine gidip Burak Yılmaz ile hala ilişkilendirmek tedavin sürecini uzatır. Oyuncunun takımdan uzaklaşmasına, yok olmasına neden olur. Saha içerisinde harikalar yarattıklarında bu oyuncuların bize ihtiyacı yok. Onlar tam da bugünlerde destek bekliyor. İnsanlar birbirlerine zor günlerde ihtiyaç duyar. Milli piyango çıktığında kokusunu alıp kapıda kuyruğa giren çok olur. Önemli olan, evde tencere kaynamadığında, başınız darda olduğunuzda kapıyı çalmaktır. Şimdi Abdulkadir'in size ihtiyacı var. O'na bu yardım elini uzatın. Gecenin ayazında dışarıda bırakmayın.
 
Ağaoğlu ve Sümer'in kesişen yolları
 
Trabzonspor'da tüzük yenilenince farklı bir kurul oluştu: İstişare kurulu. Burada yeterince istişare olur mu; tartışılır. Eski Asbaşkan Hayrettin Hacısalioğlu ismi çok geçti. Ne hikmetse yine top taca atıldı. Hacısalihoğlu bir güç tarafından kulüpten uzak tutulmaya çalışılıyor. İstişare Kurulu için önerilen isim eski başkan Ahmet Celal Ataman'dı. Ataman sağlık durumunu öne sürerek feragat etti. Bir başka eski başkan ismi önerildi. Özkan Sümer seçildi. Sümer-Ağaoğlu ikilisi Trabzonspor'un son 20 yıllık tarihinde çok karşı karşıya geldiler. Son karşılaşmaları Daha 6 ay önce oldu. Birlikte yola çıktılar. 6 ay dolmadan Sümer ile yollar ayrıldı. Ağaoğlu ve ekibinin düşünmediği Sümer şimdi İstişare Kurulu Başkanı oldu. Bakalım Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu ile İstişare Kurulu Başkanı Özkan Sümer'in yolları nerede kesişip, nasıl sonlanacak!
 
MHK ölü doğdu
 
Ligin ilk yarısını hatırlayın. MHK Başkanı Yusuf Namoğlu ve ekibine övgüler çoktu. MHK'nin başarısı yere göğe sığdırılamadı. VAR sisteminin bereketi ve adaleti konuşuldu. Ligin 2. yarısında 5.maçta lastik patladı. Aynı MHK, aynı hakemler yerle bir oldu. Tartışılan MHK gitti, yerine yenisi geldi. Trabzonspor'un ne kadar içinde olduğunu yazmama gerek yok. MHK daha iş başı yapmadan tartışılmaya başladı. Yürüyenler mi ararsın, sosyal medyada eleştiri yağmuruna tutulan mı? Bu ekip işi Haziran ayına götürebilirse  vallahi tebrik etmek lazım. Siz kabul edin etmeyin MHK galiba solunum cihazlı küvözde!