Harun Reşidin gül şehri, Osmanlı’nın göznuru, İmamı Azam Ebu Hanifenin diyarı, aşıkların gönül meskeni, ülemanın ilim ve feyz bahçesi Bağdat, ateş altında yanıyor, yanıyor, yanıyor...

Hıristiyanların gözüne şirin görünmek için yüzlece metre yükseklerde Rezidanslar üzerinden yılbaşı kutlaması yapan Dubayi yönetimi ve ahmak ahalisi... Filistinde açlık, sefillik, Suriye’nin perşanlığı ve göçebe halkının çektiği işkence, açlık ve sefalet varken sadece Avrupa Haçlılarına şirin görünmek için milyarlarca petrol geliri dolar heba edilmekte.

Bu saygısız düşünce Arap kimliği taşır ama, Mekkenin fethini kutlamaz. Hz. Peygamberin hicretini kutlamaz. Kadir gecese nedir görmezlikten gelir. İngiliz anaları ne dese onu mukaddes bilirler. Yüce Al-i Osmani Aliye’ye düşman gözü ile bakarlar.

Niçin mi...? Çünki Osmanlılar Allah Rasulünü seviyor, O’na itaat ediyor, düşmanın kirli çizmesi Medine topraklarına girmesin diye çekirge yiyerek, O toprakları bağrına basmıştır. Kur’anı Kerimde; ‘’Gerçek şu ki ey insanlar!

Size kendi aranızdan bir elçi gelmiştir ki, sizin öte dünyada çekmek zorunda kalabileceğiniz sıkıntıdan dolayı kendini büyük yük altında hisseden; ve size çok düşkün, mü’minlere karşı çok şefkatli ve çok merhametlidir O.’’ diye övdüğü Peygamberi dahi sevmediniz, sevemediniz..

Sevmiyorsunuzda.. Benim de şahşen sizlere söyleyeceğim bir duam var; ‘’Allah sizi istediğiniz gbi yapsın’’. Bu yeryüzünün birde altı var. Rezidanslar avrupalı güzel cariyeler sizi bekliyor. Azdaha unutuyordum; EBU CEHİLDE ORADAYMIŞ...