Taraflı tarafsız, yerli yabancı hemen her tarihçinin Osmanlı Devleti ile görüşü aynıdır.
Tarihte insana en çok değer veren imparatorluk.. Topraktan önce gönülleri fethetme amacıyla sefere çıkan ecdadımızın, gittiği her yere adaleti,
ve hoşgörüyü götürdüğü herkesin malumudur.
Geçtiğimiz yüzyılın, kan, acı ve gözyaşları ile geçiren Balkan toprakları, en müreffeh dönemini hiç şüphesiz, Osmanlı himayesinde yaşamıştır.
Tebanın huzurlu bir şekilde hayatını sürdürmesini her şeyin üzerinde tutan Osmanlı devleti, din, dil, mezhep, meşrep ya da ırk ayırmaksızın
her vatandaşın aynı hizmet kalitesi ile muamele etmiştir.
Yapılan araştırmalar, gittiği her yerde kalıcı izler bırakan Osmanlın'ın, Balkan topraklarında da yaklaşık 16.000 mimari yapı, inşa ettiği ortaya çıktı.
Bunlardan, Medrese, külliye, aş evleri, bimarhane, köprü, han, hamam, su kemerleri ve daha nice farklı amaçla inşa ettirilen bu eserlerin ne yazıkki,
sayıca çok azı bu güne ulaşabilmiştir.
Her biri ayrı bir tarih olan bu eserler arasında ilk akla gelenler arasında şu eserler vardır:
Mostar köprüsü, Drama Köprüsü, Kavala Su Kemeri, Gazi Hüsrev Bey Külliyesi, Ayna Nikola Kilisesi, Gül Baba Türbesi ve Sinan Paşa Camii..
İşte, görülmeyeni de görüleni de bilen, mutlak galip ve merhamet sahibi O'dur.(Secde; 32/ 6)
Allahım, Küfürden, ve fakirlikten sana sığınırım.
Allahım, Kabir azabından da sana sığınırım. (Ebu Davud)
Akrabalık ilişkilerinizi sürdürebilmeniz için sülalenizi tanıyın.Çünkü akrabalık bağlarının canlı tutulması ailede sevgiyi güçlendirir, malı artırır,
ve ömrü uzatır. (Tirmizi)