Batı kalkınmışlık ve iktisadi üstünlüğü ile kendi menfaatine dokunulması halinde öyle bir ikiyüzlülüğe bürünüyor, öyle bir fırtına estiriyor, öyle bir saldırıyor ki; kendi emellerine uygun bozgunculuk, yıkım, kötülük ve fakirliğin yayılması ile her tarafı çiğneyip insanları yerlerinden ederek talan ediyor. Talan ettiği yerlere de tüm hukuki ve insanı değerleri yok sayarak yerleşiyor.

Yerleştiği topraklarda sıkıntı çıkaran huzuru bozan, doymuş giyinmiş ancak sömürgelerine, topladıklarına rağmen nefisleri doymayan, istekleri bitmeyen suçlarını bastırmak için iki yüzlülükle birbirlerini suçlayan batı.

Bu Batıya boyun eğerek teslim olan, tüm yaşanmışlıklara rağmen körü körüne itaat eden, Batıya bir talebe olmayı isteyen bir siyasi yapı ve sorgulamayan bir düşünce grubu var.

Bu düşünce Batıya eğilerek teslim olan, batıya iyice inananlar en güzel ses ve nameleriyle batıyla birlikte yükselme ve büyüme için emperyalistlerin ülke üzerindeki emellerini yok sayarak, birlikte şarkı söyleme şiarıyla hareket edenler.

Bu inanışlarıyla Batıya bağlananlar bu düşüncelerinden dönmeyenler sonuçta, kendi milli güç kaynaklarını, hayat sırlarını, varoluş gayelerini, milli direniş heyecanlarını, millî kültür, insani değerlerini hatta dini inançlarını kaybediyorlar.

Bu düşünceye karşılık milli duruş sergileyen, Batıya teslim olmayan, onun içinde kaybolmayan ikiyüzlülüklerine, hak hukuk tanımaz, politik baskısına, ekonomik sömürüsüne, askeri gücüne karşı koymakla kalmayan, işgalci ve saldırgan eylemlerine karşı siyasi önderlerin kızgın, öfkeli, milliyetçi ve milli refleks parolasıyla, millî duygularla ülke menfaatlerine uygun mücadele veren milli menfaatlerini önceleyen kararlı bir irade de var.

Batının fikri, iktisadi ve politik nüfusuna karşı gayretli, çoğu zaman siyasi sömürgeci düşmanı tanımayan onun iç yüzünü, iyi ve kötü yanlarını, zayıf ve kuvvetli taraflarını bilme, batının beslediği kendi içimizde batının çıkarına çalışan gayri milli davranan düşünceyi, düştüğü acıklı durumdan kurtarılmalarını da milli düşünenler şiddetle arzu eder.

Bu milli düşünce; Batının sömürgesi için ülkeleri işgal ve kaynaklarını gasp eden, milli menfaatlerini yağmalayan sömürgeci ve işgalci olarak bilir.
Batının bu milli düşünceye karşı bulduğu çare ise “Fikri İşgal…”  Zehirlerini yeni nesle yaymakta kendilerini serbest bildi. Gençlere kültürü Üniversitelerde, dış heyetlere, ilmi toplantılar üyelerine, gazeteci, edebiyatçı, sanatçı ve siyasetçilere nüfus etme … 

Batıya biat eden uslu talebe gibi davranan siyasi kesim, batının kendi ülkesi üzerindeki sinsi emellerini bilmiyor, mücadelenin gerçek durumunu ve milli savaşın türünü anlamıyorlar! 

Daha da ileri giderek Batını ikiyüzlülüğüne saygılı bir sıcaklıkta ve her şeyi bilen üstat gözüyle bakıp duruyorlar…

O’nun yardım elini uzatmasını, düştüğü tehlikeli gayri milli derin çukurdan ve kulağına kadar girip boğulduğu havuzdan kendilerini çıkarmasını umut ediyorlar…
Bizim bazı siyasilerimizin umut bağladığı Joe Biden, yaptığı skandal konuşmasını hatırlayalım ne demişti.

"Bence ona (Erdoğan'a) çok farklı bir yaklaşım uygulamalıyız. Muhalif liderleri desteklediğimizi açıkça göstermemiz lazım. Parlamento'ya katkı sunmak isteyen Kürt toplumunu entegre etmek için... 

Eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton: “Türk demokrasisi bir dönüm noktasına geldi. Erdoğan, Türkiye’nin liberal topluma doğru ilerlemesini tersine çevirdi. Özgür dünya yaklaşan seçimlerin önemini görmezden gelemez.” Batıya uslu talebe olmayı, iktidara gelme gayretindeki siyasi temsilcilerinden CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, Amerikan Alman Marshaal (GMF) adlı düşünce kuruluşunda konuşmuştu:

 -Joe Biden’dan beklentimiz, Türkiye için demokrasi vurgusu ve toplanma özgürlüğü gibi tüm temel hak ve özgürlüklere çok güçlü vurgu yapması

- Türkiye Libya’ya silah ambargosunu içeren BM kararına uymadı-CHP’nin liderlik edeceği bir sonraki hükümet S-400’ler iptal edilecek.

-KKTC’de kapalı kent Maraş’ın kısmi şekilde yeniden açılmasını desteklemiyoruz.

-Kürt sorununu biz çözeriz. Suriye’deki Kürtlerle ilişkiler geliştirilmeli-Transatlantik birlik yeniden inşa edilmeli. Transatlantik birliğin oluşması halinde, bunun “Türkiye’yi NATO üyeleri topluluğuna geri getireceğini ifade etmişti.

 Avrupa devletlerinin düşünce kuruluşları ülkeler düzeyinde her zaman çalışmalar yapar kendisi ile uyumlu çalışacak liderler arar. Düşünce kuruluşları isimler üzerindeki Türkiye üzerinde seçimlere yönelik çalışmaları devam ediyor. 

Amaç Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devirecek aday arıyor. Bizim siyasilerde millete rağmen karar vericilerine kendilerini pazarlamaya çalışıyorlar. 

Umutlarını ABD’ye bağlayan işbirlikçiler siyaset ve medya, AK Parti’nin en başarılı olduğu vesayet odaklarıyla başa baş mücadelesine, milli kalkınmaya birlikte çelme takmaya çalışıyorlar!

İktidara gelirsek KHK Kamudan uzaklaştırılanları af edeceğiz diyen siyaset bileşenleri, Yunanistan’a kaçan helikopter pilotlarını af eder belki birlikte uçarlar! 
Zekeriya Öz’üde ülkeye getirip HSK’nun başına başkan yaparlar. Yapılamaz deneyin. Vesayetin emrine girenler ülkenin milli menfaatlerini yok sayar, aldığı emre harfiyen uyar, vesayetçilerin boyunduruğundan da asla kurtulamaz. ABD 12 Eylül yönetimine kredi açarak, Yunanistan’ın NATO’ya dönüşünün vesayetin emrindeki Evren’e borçlu olduğunu unutmayalım

Biden’na beklentilerinin diyeti olarak, verilen talimatlara ve isteklerine itaat eder, YPG/PKK binlerce tır silah gönderenlere karşı da ses çıkaramaz!

 Doğu Akdeniz’de Libya’da ne işimiz var, ülkesine ihanet edenlere ise destek verir,

Ülkeyi parçalamak isteyenlere karşı asla milli siyasi duruş sergileyemez. 

Gazi Mecliste soykırım yapıldığını iddia eden Garo Paylan’a karşı duramaz! Ermeni komitesini tertip eden 100 binlerce masum Türk ve Kürt vatandaşı katleden Karekin Pastırmajyan’ın mecliste açılan resimlerine ses çıkaramaz. “23 Nisan'dan bir sonraki gün neydi? Bilmek istemeyenler için ipucu:1915, Mustafa Kemal’in askeriyiz demeyi ise militarist bulan, Atatürkçülüğe bağlılığı” konusunda soru işaretleriyle dolu olan zihniyeti Atatürk’ün kurduğu partide İl Başkanı yapılır.

İktidar hırsıyla küçük menfaatleri için ülkenin geleceğine milli çıkarlarına karşı durup, gayri milli beklenti içinde olduğu ağababalarınıza uysal talebe olmaya iktidar hırsıyla devam eder. 

Ancak o eski Türkiye geride kaldı. Yine bu millet tarihte olduğu gibi milli kurucu irade ruhuyla, beklenti içinde oldukları ülkeleri ve içimizdeki işbirlikçilerini yine hezimete uğratır. 

Türk Milleti olarak şunu iyi bilmeliyiz ki; Abdülhamid’i devirenlerde bugün Erdoğan’ı devirmek isteyenler aynı kişiler…

Ama bu millet söyleyeceğini 15 Temmuz'da söyledi.

Menderes'i yedirdik, Özal'ı yedirdik, Erdoğan'ı yedirmeyeceğiz...