Bayezid-i hazretleri şöyle buyuruyor:
'' Halka avam nazıyla bakan, yani onları hor ve hakir gören kişi, onlardan nefret eder. Halık'ın nazarıyla bakan ise onlara merhamet eder.''
Meşhur tabirle; Yaratan'dan ötürü yaratılanı sevmek.
veya Halık'ın şefkat nazarıyla mahlukata bakış hassasiyeti, kamil mü'minlerin vazgeçilmez bir şiarıdır.
Zira imanın ilk meyvesi merhamettir.
Cenab-ı Allah peygamber efendimiz'in yanında bulunan mü'minlerin vasıflarını beyan ederken; Onlar birbirlerine karşı son derece merhametlidirler..''
buyurmaktadır.
Allah'ın kullarına küçümseme ve tahkir nazarıyla bakmak, en başta kişinin kendi haddini bilmezliğinin bir ifadesidir.
Zira insan kendini bilirse hayatını idame ettirmek için bile daima Allah'ın lütfuna muhtaç olduğunu layıkıyla idrak edebilirse acziyetten,
adeta ıslak bir kağıda döner. Ne Rabbine, ne de O'nun kudret ve sanatının muhteşem eserleri olan mahlukata, büyüklük taslamaya mecali kalmaz.
Hazret-i Ali'nin ifadesiyle; '' Övünmek Ademoğlunun neyine ki? Evveli nutfe, sonu ise cifedir! Kendi rızkını dahi yaratamadığı gibi,
kendini helakten kurtaramaz.''
Cenab-ı Allah'ın ilahi kudret ve azameti karşısında acziyet ve hiçliğinin farkında olan bir mü'min; asla gurur, kibir ve ucuba meyledemez.
Ayeti kerimede şöyle buyurulur: '' Her kim izzet ve şeref istiyorsa, bilsin ki, izzet ve şerefin hepsi Allah'ındır. (Fatır Suresi; 10)
Temiz bir bardakta bulunan saf ve berrak bir suya bir damla necaset düştüğünde nasıl ki o su, bütün safiyet ve kıymetini kaybederse; Allah'ın
kullarını küçük görerek dolaylı yoldan büyüklemek de kulun Hak katındaki değerini yok eder.
Ayet-i Kerimede; '' Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın. Belki de onlar, kendilerinden daha hayırlıdır''. (el-Hucurat; 11).
Bayezidi Bistami şöyle buyurur:
'' Müslüman, kardeşlerine saygısızlık yapmanın ve onları horlamanın verdiği zarar kadar, kişiye hiçbir günah zarar vermez''...
Resul-i Ekrem Efendimiz, Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse Cennete giremez'' buyurmuştur.(Müslim)