1984 yılında Beşiktaş'ın efsanesi Süleyman Seba'nın başkan seçildiği Taksim'deki Şan Sineması'ndaki kongreyi genç bir muhabir olarak izlemiştim. Seba, Mehmet Üstünkaya'yı az bir farkla geçmiş ve başkan seçilmişti. Üstünkaya'da centilmence bir şekilde Seba'yı elini sıkarak kutlamış ve başarılar dilemişti.

Süleyman Seba koltukta 16 yıl kaldı.

Ve o 16 yılda Beşiktaş'a çağ atlattı.

Şampiyonluklar, kupalar... Hepsinden önemlisi de Beşiktaş'a bir duruş kazandırmasıydı. 

Hele de şu sözü: 

"Beşiktaş şampiyon olsun, maç kazansın, kupa kaldırsın diye tutulmaz.Beşiktaşlılık bir değerler manzumesidir. Dürüstlüktür. Ahlaklı olmaktır."

Beşiktaşlılar da bu söze göre davranıp yaşamaya çalıştılar.

Ama camia içindeki bir azgın azınlık vardı ki... Asla yok olmadılar.

AHMET DURSUN, SEBA GİTSİN!

Azgın azınlık hep bekledi, bekledi. Zaten 16 yıl sonunda görevi bırakacağını söyleyen Süleyman Seba'yı başkanlığında tribünde protesto etmeye başladı. O dönem takımdan ayrılması konuşulan bir futbolcuyu tezahürat malzemesi yaptı:

"Ahmet Dursun, Seba gitsin!"

Daha neler neler. 

Mübarek adama küfür de ettiler, hakaret de yağdırdılar.

Bakmayın siz aday olmadığı son kongrede Onursal Başkan seçilmesine...

Bakmayın siz sonraki yıllarda adını saygı ile anarmış gibi yapan hakaret sahiplerine...

Süleyman Seba kırgın gitti bu dünyadan.

HER BAŞKANA KÜFÜR, HAKARET

Serdar Bilgili de başkanlığında az hizmet etmedi Beşiktaş'a... Şampiyonluk yaşattı, müthiş bir kadro kurdu.

Ama azgın azınlık istediği çıkarı elde edemeyince bu kez de okları "Beşiktaş'a uzun yıllar hizmet edebilecek, birikimli, eğitimli, karizmatik, genç, dinamik" adama çevirdi.

Neler demediler Bilgili'ye...

Küfürler bir yana... Ailesine de...

O da bıraktı gitti. Kırgındı, kızgındı. Hala da kırgın, hala da kızgın.

Yıldırım Demirören de aldı bundan payını.

Ve Fikret Orman...

Herkesin imkansız dediği bir olayı gerçekleştirdi en azından. Stadı yaptı. 

Camiaya 2 şampiyonluk yaşattı.

Dünyada her sene şampiyon olan bir kulüp var mı?

Beşiktaş da her sene olamazdı ve olmadı.

Bu kez de başladılar Fikret Orman'a... Küfürler, hırsızlıkla suçlamalar, hakaretler.

Şimdi o da gidiyor. Kırgın ve kızgın.

ARTIK CAMİA AYAĞA KALKTI

Orman süresi bitmeden ayrılık kararı aldı. 

Beşiktaş'ın olağanüstü kongresi var pazar günü. Yeni bir başkan seçilecek. 

Böyle bir dönemde ellerini taşın altına sokmaya gönüllü 4 aday çıktı ortaya; içinden biri seçilecek.

Ya sonra... Bir süre sonra seçilecek başkanda mı aynı şekilde gönderilecek?

ARTIK CAMİA AYAĞA KALKMALI

Seçilen başkan iyi veya kötü süresini tamamlamalı, kongrede tıpkı Mehmet Üstünkaya'nın Süleyman Seba'nın elini sıkıp başkanlık koltuğuna uğurlaması gibi görevi bırakmalı.

Şimdi diyeceksiniz ki; "Başkan kötü niyetliyse, kulübü bilerek zarara uğratmışsa ne olacak?"

Ben de diyorum ki; bunun kararını azgın azınlık mı verecek?

Bu kulübün divanı var. Bu kulübün denetleme kurulu var. Bu kulübün kongre üyeleri var.

Mali kongrede ibra etmezsin, hesabını vermesini istersin, veremezse gerekeni yaparsın olur, biter.

Böyle ona bağır, buna küfret, üstüne bir de hakaret! Yakışıyor mu?

Büyük Beşiktaş camiası, Beşiktaş'taki bu rezilleri temizlemeli artık.

Başkan, Beşiktaş'a yakışır bir şekilde göreve gelmeli, aynı şekilde de gitmeli.

Yoksa yarınlarda çok geç olacak, Beşiktaş'ta koltuğa oturacak başkan bulunamayacak!