“19 Mayıs 2021’de gençlerden oluşan bir dinleyici kitlesine hitap eden Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Kıbrıs, Doğu Akdeniz ve Irak’taki askeri müdahalelerini ve Hamas’a verdiği desteği anlattı.
M5 Adem Kılıç’ın çeviri haberine göre, analizde
 Erdoğan; “Türkiye bizim için 780 bin kilometrekare değil; Türkiye bizim için her yerdedir” diye de belirtti.

Daha sonra 20 Temmuz tarihinde Kuzey Kıbrıs’ı ziyaret edeceğini ve Kuzey Kıbrıs’tan bütün dünyaya mesajlar vereceğini söyledi. Erdoğan konuşmasında Kıbrıs sularında büyük bir gaz bulunduğunu açıklayabileceği gibi ayrıca bir zamanlar hareketli bir tatil kenti olan Maraş’ta yeni tek taraflı hamle de ilan edebilir.

Türkiye adayı 1974’te işgal etti ve on yıldan kısa bir süre sonra bir kukla devlet kurdu. Kıbrıs’taki Birleşmiş Milletler Barış Gücü (UNFICYP) yarım yüzyıldan fazla bir süredir adada hizmet vermiş olsa da, ne BM ne de çeşitli Batılı girişimler temel sorunu çözemedi.

Bazı Türk savunucular, Yunanlıların adadaki Türklere karşı etnik temizlik yaptığı iddiası ile karşı savunma yaparak Türkiye’nin varlığını haklı çıkarıyor. Fakat bunlar Türkiye’nin eylemlerine neden olan Yunan rejiminin 1974’deki Türk işgalinden birkaç gün sonra düştüğü ve Türk askerlerinin harekete geçmesi için herhangi bir neden kalmadığı gerçeğini görmezden geliyor. Bu arada uluslararası toplum, Kıbrıs sularının tamamının Kıbrıs Rum hükümetine ait olduğunu kabul etmeye devam ediyor.

Erdoğan’ın Kıbrıs konusunda şu anki hamleleri farklı. 16 Aralık 2019’da Türkiye Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Türkiye’nin ilk insansız hava araçlarını Türkiye’nin batısındaki Muğla ilinden Lefke Havalimanı’na veya Türkiye’nin yeniden şekillendirdiği Geçitkale Hava Üssü’ne uçurduğunu açıkladı.

Türkiye, Lefke’yi bir drone üssüne dönüştürmeye devam ediyor.

Erdoğan bu durumu; “Kıbrıs’ta artık iki havalimanı var, biri Türkiye’deki vatandaşlarımızın bildiği Ercan havalimanı, diğeri ise insansız hava araçlarımızı transfer ettiğimiz Geçitkale…” sözleriyle ifade etti.

Türkiye başlangıçta; sismik keşif gemileri Kıbrıs sularında gaz ve petrol ararken gözetleme yapmak için Kuzey Kıbrıs’ı insansız hava üssü olarak kullandı. Ancak daha sonra Bayraktar-TB2 gibi birçok saldırı uçağını da buradaki üsse taşıdı.

Türkiye daha önce Bayraktar-TB2’yi Irak’taki Kürt hedeflerine ve Libya’daki Mısır destekli Müslüman Kardeşler karşıtı gücün lideri General Halife Hafter’e bağlı güçlere karşı kullanmıştı.

Bayraktar Dronelar’ının önceki versiyonları sadece 100 millik bir alana erişime sahipken, ARGE ve operasyonel sistemlerdeki yükseltmeler ile birlikte ve özellikle 27 saatlik dayanıklılığı göz önüne alındığında bu dronelarının menzilini büyük ölçüde genişletti.

Türkiye, Yunan adaları üzerinde hak iddia ederek ve sadece Kıbrıs’ın sularını değil, aynı zamanda Yunanistan ve İsrail’in münhasır ekonomik bölgesini de ihlal ederek bölgesel güvenliği çoktan alt üst etti.

Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, İsrail ve ılımlı Arap bloğu, Türkiye’nin saldırganlığının ve ihlallerinin yakında çok daha kötü boyutlara geleceğini bilmeli.

Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman 28 Mayıs 2021 tarihinde Ankara ziyaretinde verdiği röportajda; ‘Türkiye stratejik bir müttefik ve dünyaca tanınan bir güç. Türkiye ile çok yakından çalışıyoruz.’ ifadelerini kullandı.

Belki Başkan Joe Biden, Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Sherman, bu tür söylemlerin Erdoğan’ı yatıştıracağına inanıyorlar. Ama yanılıyorlar; bu tür övgüler Erdoğan’ı ABD’nin zayıf olduğuna ve daha fazla saldırganlığa boyun eğeceğine ikna ediyor.

Sekiz yıldan fazla bir süre önce, Obama yönetimi Amerikan insansız hava araçlarını Türkiye’ye sattığı sırada, Türkiye’nin kendi silah ihracat endüstrisini yeniden başlatmaya çalıştığı konusunda uyarmıştım. Pek çok Türk insansız hava aracı, ya Amerikan insansız hava araçlarından esinlenen mühendislik yapılmış teknolojiyi ya da ithal Amerikan bileşenlerini içeriyor. ABD kongresi, artık herhangi bir Amerikan askeri bileşeninin Türkiye’ye daha fazla satılmasını veya transferini önlemek için hareket etmelidir. Türkiye’nin İHA eylemlerinin etkisi, NATO için Rus S-400’ü kullanması kadar tehlikelidir.

Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, kurşun geçirmez yelekler gibi öldürücü olmayan, savunma amaçlı malların satışına dair ambargoyu Kıbrıs’a yönelik olarak gevşetti. Türkiye’nin işgal altındaki Kıbrıs topraklarında bir insansız hava aracı üssü kurması, ambargonun geri kalanının kaldırılmasına yol açmalı.

Kıbrıs’ın hava kuvveti yok ve bu nedenle Erdoğan’ın Kıbrıs’ın doğal kaynaklarını almaya niyetli göründüğü bir zamanda Türk insansız hava araçları bölgede bulunuyor. Biden, Blinken ve Savunma Bakanı Lloyd Austin, bu toprakları korumak için derhal Kıbrıs’a Patriot bataryaları transfer etmeli ve ayrıca Lefke’den kalkan herhangi bir insansız hava aracını düşürmese bile engellemek için Kıbrıs’a teknoloji transferi sağlamalıdır.

Güzel sözler Doğu Akdeniz’e barış getirmeyecek. Bölgede işe yarayacak tek strateji, Türkiye’nin statükosunu ortadan kaldırmaktan ve kazanacağından çok daha fazlasını kaybedeceğini Erdoğan’a göstermek…”

Editör: Haber Merkezi