Türkiye’nin yüz akı SİHA ve İHA’lara ait bilgileri de pazarladığı ortaya çıktı. Savunma Sanayii Başkanlığı'ndaki eski Proje Müdürü Yusuf Hakan Özbilgin ve çetenin diğer 10 üyesi hakkında dava açıldı. Denizci 3 albay ve 2 yüzbaşı, 1 işadamı ve 1 çalışanı, Savunma Sanayii Başkanlığı'nda 1 proje müdürü ve 1 çalışan, TUSAŞ’ta 2 çalışan olmak üzere 11 kişilik çetenin girift ilişkileri deşifre edildi. İddianamede, bu kişilerin, SİHA ve İHA’ların yanısıra helikopter, gemi ve silah sistemleri projelerine ait ihale bilgilerini de para karşılığı firmalara sızdırdığı belirtildi.

YeniŞafak gzetesinin haberine göre, Başsavcılık 9 kişinin “zincirleme olarak devletin kapalı kalması gereken bilgilerini siyasal yahut askeri casusluk gayesiyle temin etme” hatasından 35’er yıla kadar mahpusunu istedi. DKK’de misyonlu 2 binbaşının ise “devletin güvenliğine ve siyasal faydalarına ait zımnî kalması gereken bilgileri açıklama” cürmünden 10’ar yıla kadar mahpusla cezalandırılması istendi.

Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede, soruşturmaların Başsavcılığa gelen ihbar mektuplarıyla başladığı anlatıldı. Bu kapsamda dinleme kararı çıkartılarak sanıklar teknik ve fiziki takibe alındı. DKK envanterinde bulunan bazı cihaz ve materyaller, alınması planlanan helikopterler ve özellikleri ile nerelerde kullanılacağı hakkında bilgilerin verildiği tespit edildi. Ayrıca ASELSAN ve ROKETSAN tarafından geliştirilen bazı milli projeler hakkında bilgi alışverişinde bulunulduğu da dinlemelere takıldı.

MENFİ SONUÇ UYARISI

Sanıkların, yerli ve milli İHA-SİHA’ların teknik özellikleriyle ilgili gizli bilgileri de firmalara aktardığı anlaşıldı. Bu konuyla ilgili SSB’den alınan raporda “Milli insansız hava araçlarına ait ifadelerinin tamamının yüksek önemi haiz kritik teknik bilgiler olduğunun görüldüğü, yurt içi ve sınır ötesi operasyonlarda sahada oyun değiştirici olarak görev alan milli İHA ve SİHA’lara ilişkin kritik önemi haiz teknik bilgilere üçüncü kişilerce sahip olunması ve hasım unsurlarla paylaşılması durumunda; devletin güvenliği ve sahada yürütülen operasyonların başarısı açısından menfi sonuçlara sebebiyet verebileceği anlaşılmıştır” vurgusu yapıldı. Başsavcılık, sanıkların telefon konuşmalarında yer alan bilgilerin gizli olup olmadığını Milli Savunma Bakanlığı’na da sordu. Bakanlık bilgilerin bir kısmının devlet sırrı niteliğinde, bir kısmının da gizli-hizmete özel nitelikli gizli bilgilerden oluştuğu yanıtını verdi.

SSB’de eski proje müdürü olan sanık Yusuf Hakan Özbilgin’in, yabancı firma temsilciliği yapan şirket sahibi Mustafa Sırrı Akın ve firma çalışanı Emre Özlük’le sık sık görüştüğü belirlendi. Özbilgin’in yapılan bu görüşmelerde SSB’nin projeleri ve yapılacak ihalelerle ilgili bilgiler ile BAYKAR’a ait İHA ve SİHA’larla ilgili bilgileri firma yöneticilerine aktardığı kaydedildi. Özbilgin’in ayrıca ASELSAN, TUSAŞ, kuvvet komutanlıkları gibi çok sayıda kurumun projelerine ilişkin bilgileri de firmalara aktarıp maddi menfaat elde ettiği kaydedildi.

Dinlemeye takıldılar

Sanıklar Yusuf Hakan Özbilgin ile Emre Özlük’ün “yakalanma korkusu” nedeniyle aralarında geçen telefon konuşmaları dinlemeye şöyle takıldı:

  • E.Ö.: Senden sonra ne oldu biliyor musun? Arabanın başına gittim 2 tane Yunus motosikleti duruyordu. Biri yanıma geldi ‘Arabaya bakabilir miyiz?’ dedi.
  • Y.H.Ö.: Ciddi mi söylüyorsun?
  • E.Ö.: ‘Benimle veya arabayla ilgili bir sıkıntı mı var?’ diye sordum, ‘normal bir arama’ gibisinden bir şeyler söylediler.
  • Y.H.Ö.: Takip ediyorlar abi o zaman.
  • E.Ö.: Bilmiyorum olabilir.
  • Y.H.Ö.: Senin telefonunda FaceTime var mı?
  • E.Ö.: Var ama ayrıca kullanmıyorum.
  • Y.H.Ö.: Tamam bundan sonra oradan konuşalım.

Yurt dışına aktarmış

Sanık Emre Özlük’ün, SSB ve DKK’de görev yapan diğer sanıklarla kurduğu ikili ilişkilerle devletin güvenliği yönünden gizli kalması gereken bilgi ve belgelere ulaştığı ifade edildi. Özlük’ün, bu bilgileri yurt dışında faaliyet gösteren şirketlere aktararak uygun teklif verilmesini veya ihtiyaç duyulan malzemelerin tedarik edilmesini sağladığı kaydedildi.

Editör: Haber Merkezi