Sevgili Peygamberimiz (SAV) ''Zandan sakının. Çünkü zan, yalanın ta kendisidir'' buyuruyor. (Müslim)
Çünkü zan, hakkında kesin bilgi sahibi olunmayan bir tahminden ibarettir.
Gerçek olma ihtimali olsa bile bir şüphe ve tereddütten öteye geçmez, kişiyi ön yargılı olmaya sevk eder. 
Suizan, bir insanı temelsiz bir iddiaya dayanarak itham etmek, doğruluğunu araştırmadan hakkında olumsuz hüküm vermektir.
Böyle bir tutum kişiyi bir başkasına iftira atmak, onun hakkında yalancı şahitlik yapmak gibi yanlış davranışlara kolayca sürükleyebilir.
Dahası suizan, bireylerin birbirlerine karşı güvenini sarsarak ikili ilişkilere zarar verir, toplumsal hayatta düzenin yıkılmasına neden olur.
Halbuki mümin, çevresindekilere her açıdan güven veren ve hüsnü zannı ilke edinen insandır.
İnananlara suizandan sakınmayı emreden Yüce Allah, şöyle buyuruyor; ''Bilmediğin şeyin ardına düşme. Doğrusu kulak, göz, kalp, bunların hepsi o şeyden sorumlu olur.'' (İsra, 17/ 36)

BİR AYET:

Her kim mümin olarak dünya ve ahiret için yararlı işler yaparsa çabası asla inkar edilmez, biz onu yapmaktayız. (Enbiya; 21/ 94)

HADİS:

Resulullah (SAV) şöyle buyurdu; Cehenneme baktım, gördüm ki içindekilerin pek çoğu şu zümreden:
a) Zenginler
b) Kadınlar.

Resulullah (SAV) şöyle buyurdu:
Cennet ehli şu üç zümredir:
a) Başarılı adil sultan 
b) Yakınlarına ve her Müslümana merhametli içi temiz kimse
c) İffetli her halinde dürüst fakir

*

Hz. Aişe (RA) Efendimiz demiştir ki ''Mekke’nin fethinden sonra artık hicret yok, fakat cihat Rabbimizin adını cihanın dört bir yanına duyurma ve Allah ile kulları arasındaki engelleri ortadan kaldırma gayreti ve niyet vardır. O halde bir nefer olmanız istendiğinde hiç tereddüt etmeden gerekeni yapın.'' (Buhari)