Türkiye’nin, geçmişte istiklal savaşında olduğu gibi, bugünde, dünyanın değişik ülkeleriyle mücadelesine devam ederken, ülkemiz dünya mazlumlarına ve mültecilere umut oluyor.

Maddi manevi tüm imkânları, devlet deneyimi, geçmiş kültürü ve birikimiyle yanlarında duruyor. Onların yaşam mücadelesine destek veriyor.

Vizyon sağlayarak tüm mazlumlara öncülük yapıp, yol gösteriyor. Türk milleti, Tarih boyunca zulme karşı durup, mazluma kucak açmış, dost ve kardeş ülkelerin hep yanında olmuştur.

Küresel güçlerin, özellikle bölgemizde yapmaya çalıştığı ve Milletimizin menfaatlerini yok sayan girişimlerinin karşısında, güçlü bir şekilde duran Türkiye var.

Ülkemizin gelişmesinin önünde, yıllardır en büyük engel olan terör, teknolojik gelişme ve güçlü iradeyle, bitirme aşamasına gelindi. Bu son fırsatı da kaçırmayalım.

Ülkemizin baş düşmanı emperyalizmin, Ortadoğu ve özellikle bulunduğumuz coğrafyada, yıllardır ekmeye çalıştığı fitne ve fesat tohumlarına karşı, iç bütünlüğümüzü, enerjimizi, bilgi ve birikimimizi boşa harcamayalım.

Birlik olup, dik duruş sergileyip, fitne tohumları yeşermeden kurutalım. Terör örgütlerine, terörist diyemeyenler, onlarla aşikâr olmadan, sütre arkasında işbirliği yapıp arka çıkanlara, gerçeğe kör bakıp, terör örgütlerini, ayrıştırma gayretiyle yasallaştırmaya çalışanlara, kendilerine verilen dokunulmazlıkları kullanarak, istihbarat sağlayanlara, belediye imkânlarını halkın hizmetine değil, örgüt lehine kullananlara, şehirleri yaşanmaz hale getirenlere, gayri milli yolda yürüme de ısrar edenlere, gazi meclisin dur demesinin, zamanı gelmiştir.

Küresel kirli odakların, maşası olan terör örgütü bitme noktasına gelirken, siyasi uzantıları hakkında da, gazi meclis gereğini yaparak, kalıcı ve hukuki değişikliklerle, bu tip düşünceye sahip, örgüt ve uzantılarının, meclise girme ve ülke genelinde siyasi faaliyetlerine, asla izin vermemelidir.

Örgüt yanlılarına, hiçbir ülkede olmadığı kadar, ülkenin birlik ve beraberliğine, kardeşliğimize katkı sağlaması amaçlanarak, tüm imkân ve fırsatlar verilmiş olmasına rağmen, hiçbir olumlu netice de alınamamıştır.

Kayyumları eleştiren, bunlara destek veren, belediye başkanları da, yaptıkları bu yanlışın, farkında olmalı. Kayyum uygulamasının sadece bize has olamadığını, ülkesinde terör ve benzeri olayları yaşayan, İspanya ve İtalya da, bizler gibi ülkesinin menfaatleri için, kirli ve katlanılmaz hale gelen, terör örgütü kaynaklarını kurutmayı amaçlayarak, bu uygulamalarda bulunmuşlardır.

Üzücü olan, destek verenlerin siyasi istikballerinin geleceğini, ülke menfaatinden daha önemli görerek, yanlışlığının farkında olarak, emperyalistlerin, örgüt uzantılarına destek vermeleri! Esas olan, ülke menfaatinin her şeyin üstünde tutulmasıdır. Siyasi istikballerinin geleceği için, ülke menfaati hafife alınamaz.

Her şeyden önce, vatan demek gerekmez mi? Devletimizin duruşu ve omurgası dimdik ayaktadır. Devletin sağlam duruşu, özgüven ve cesaretle ülke menfaatlerini, kurucu iradenin mücadeleci ruhuyla, emperyalistlere rağmen savunarak, bağımsızlığımızdan ve özgürlüğümüzden asla ödün vermeyeceğiz.

Bu duruş, Avrupa birliğindeki iktidarlar ve siyasilerce tarafından açıklanmıyor olsa da, Türkiye’nin gelişmesi ve geldiği nokta, Avrupa basınında yerini almakta, teknolojik, ekonomik ve siyasi stratejik ilerlemesi kabul görmektedir.

Emperyalistlerin, Türkiye’yi hedef almalarının sebebi, kendi medeniyetimizden aldığımız güçle, halkın ve haklının yanında olmamızdır.

Ülkemizin Cumhurbaşkanı, Jeopolitik vizyona sahip bir lider olarak, bu vizyonla, Türkiye’nin Akdeniz, Balkanlar, Afrika’da ve Kafkaslarda bir güç olarak durması ve Avrasya gücü olarak kabul edilecek olması da tesadüf değildir.

Ülkemizin tarihsel belleği ve dil birliği olan ülkeler arasında önemli bir yer tutuyor olması, güçlü ve sağlam ilişkilerimizin temeli, tarihi ve kültürel geçmişimizle bağlıdır.

Bu gelişmelerin sonucu, Ülkemiz üzerindeki son zamanlarda, artarak devam eden baskı ve yaptırımlara karşı dik durmalıyız. Milli bir ruhla, geçmiş yüzyılların hesabını sormak isteyen emperyalistlere karşı da, istiklalimiz için birlikte mücadele etmeliyiz.

Binlerce yıllık bir medeniyete sahip Türkiye olarak, köklerinden tekrar filizlenip yeşerdiğimiz bu zamanda, bu filizlerin kopartılmasına, asla fırsat vermemeliyiz.

Halkın huzur ve mutluluğu, refah ve kalkınması için, halkın umutla bakacağı, güzel bir geleceğimiz var. Ülkemizin geleceği her şeyimizdir. Yapacağımız her şey buna değer.