SON bir ay içinde yaşanan bir dizi olay; dikkatlerin bir kez daha Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesine çevrilmesine neden oldu.

Tunus'ta başlayan ve Kuzey Afrika'nın diğer ülkelerine de yayılan gösteriler, bölgenin baskıcı yönetimlerinin birbiri ardına yıkılma ihtimalini gündeme getirdi.

Tunus'da fitili ateşlenen olaylar baskıcı yönetime karşı isyan olarak lanse edilse de perde arkasını iyi değerlendirmek gerek...

Tunus ve Mısır'da yaşananlar, Büyük Ortadoğu Projesi'nin bir aşamasıdır.

Hani şu Amerika'nın Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki Türkiye'yi de içine alan, Başbakan Erdoğan'ın da eş başkanlığına soyunduğu yirmi iki İslam ülkesini demokratikleştirme(!) projesi...

 

ABD ASKERİNE DUA EDENLER...

BU projenin ilk ayağındaki Afganistan ve Irak kan gölüne çevrildi...

Milyonlarca insan öldü... Milyonlarca aç-susuz ve yetim var...

Yüz binlerce kadının ırzı, namusu kirletildi.

Bizim ABD dostları ise Müslüman katliamını seyretmekle yetindi.

Hatta bazıları ''Irak'ta savaşan ABD'li kahraman bay ve bayan askerlere, en az zayiatla ülkelerine mümkün olan en kısa zamanda dönmeleri arzusuyla dua ediyoruz" diyebildi.

ABD askerleri için dua edene soruyorum: ''Peki şu an Irak'ta demokrasi mi var?

Afganistan'da demokrasi mi var?

Pakistan'ın haline bakın. Eski halleri bundan kat be kat daha iyi değil miydi?''

Şimdi ise Tunus, Mısır ve diğer İslam ülkeleri...

Yani bu son olaylarda Amerika'nın parmağı yok mu diyeceğiz?

BOP'un bir aşaması değil, bu gelişmeler öyle mi?

Lübnan'da da Hariri suikastıyla bağlantılı hükümet krizi Ortadoğu genelinde de istikrarsızlık endişelerine neden oldu.

Tunus'ta başlayan ayaklanma, bölge ülkeleri Cezayir, Yemen, Mısır Fas, Suudi Arabistan'ı sardı.

Belki de yakında İran...

Bunda da ABD parmağı yok öyle mi?

YENİ HAÇLI SEFERİ 

BÜYÜK Ortadoğu Projesi, resmi adıyla Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Girişimi, ABD'nin batıda Fas, Moritanya, doğuda Orta Asya ve Moğolistan, kuzeyde Kafkasya ve Türkiye, güneyde Arap dünyasından Somali'ye kadar uzanan bir coğrafyada yer alan ülkelere yönelik siyasi, hukuki, bilgi/eğitim, ekonomi, sosyal ve güvenlik boyutlarını içeren kapsamlı bir "İslam coğrafyası" dönüşüm stratejisi olup, bu alanlarda uzun vadeli bir değişimi ve ABD hegemonyasını hedeflemektedir. ABD'nin Donald Rumsfeld, Dick Cheney, Paul Wolfowitz, Richard Perle ve William Kristol öncülüğünde, 1997'de oluşturduğu 'Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi'nin bir alt unsuru olarak bilinir...

İkiz Kuleler'e yapılan şaibeli saldırılar sonrasında dünyaya nizamat vermek için yola çıkan Amerikan yönetiminin yaptığı işin adını "Teröre karşı topyekûn haçlı savaşı" olarak koyması da bir tesadüf değildi...

BÜYÜK İSRAİL HAYALİ

BÜYÜK Ortadoğu Projesi, nam-ı diğer Büyük İsrail Projesi İsevi ve Musevi ittifakından ibarettir.

Bu proje ile hem haçlılık ruhu dünyaya üflenmekte, hem de büyük İsrail devletinin kurulması hedeflenmektedir.

Yani, bu proje, Hıristiyan dünyasının mağlubiyetlerinin öcünü almak ve Müslüman Türk'ü, diğer İslam ülkelerini ortadan silmek için planladıkları hain bir projedir.

 

ABD; BOB'u allayıp-pullayıp sunmaya kalksa da ifadelerinde samimi değildir.

Çünkü onların yardım etme anlayışı sömürüdür, zulümdür.

Haksız kazanç elde etmek için onlara göre geri kalmış ülkeleri sömürmek, hayatlarını devam ettirebilmenin tek çıkar yoludur.

Yani, Batı âleminin ve dünyayı haraca kesen ABD'nin yegane düşüncesi genişletilmiş Ortadoğu bölgesinde bulunan her türlü zenginliği sömürmek, insanlarını köle haline getirmektir...

Yoksa o bölgeleri kendi medeniyetlerinin seviyesine çekmek hiç değildir.

Zira, Şark ülkelerini daima kendilerine muhtaç halde tutmak ezeli siyasetlerinin gereğidir.

Şu anda uygulamaya konan da budur.

BOP sevdalılarına ve eş başkanlarına duyurulur.