BAZEN insan havsalasının, bilgi ile veri ile gösterge ile ekonomi ile çözemediği anlar olur. Haftanın ikinci günü işte öyle bir anı yaşadık. Sabah hisse senedi işlemleri başladığında her şey süt limandı. ABD ile Çin arasındaki itişme kakışma biraz durulmuştu. Amerikan borsaları artıda kapatmış, yarınki ABD borsalarının görüntüleri, AB borsaları, hatta Asya borsalarının görüntüleri de hep yükselişi işaret ediyordu. Görüntü; borsada, para piyasalarında, dolarda sakin bir seansın geçeceği, öyle aşağı doğru sert düşüşlerin yaşanmayacağı yönündeydi. Ama maalesef öyle olmadı.

Dünyadan ayrıştık

Ancak seans içinde Merkez Bankası’ndan gelen iki hamle bir anda kafaları karıştırdı. Neydi merkezin icraatı; “TCMB takaslama piyasalarındaki, Türk Lirasının faizini, %25.5’ten,%24.5’e düşürmesi” Bu haber açıklandıktan sonra, dolar her zamanki gibi yönünü yukarıya çevirdi. Borsalarda da ibre aşağı doğru döndü. Hem de ne dönüş. 3 bin puana yakın bir düşüş. İşin garip tarafı bu düşüş, Türkiye ile aynı kategoride olan gelişmekte olan ülkelerin tamamı, Dünya borsalarının yüzde doksanlık bir bölümü, yükselişte ve de ekranlar yeşildeyken gerçekleşti. Yani dünya aya giderken, bizim borsacılarımız yabancı satışları ile bir anda yaya kaldılar.

Borsa niçin düştü?

Sadede gelirsek, tüm dünya borsalarında yeşil renk, yani alımlar ön plandayken, bizim borsamız bir anda 3 bine yakın puanlık sert düşüşü neden yaşamıştı? Bu soruyu sorduğumuz uzmanların, borsa gediklilerinin tamamı öyle tatmin edici bir cevap veremedi. Çünkü düşüşün bir mantığı yoktu. Hem de bu kadar sert yüzdeli bir düşüş anlamlandırılamıyordu. Uzmanların bir kısmı, İstanbul seçimi öncesinde birilerinin (!) Cumhur İttifakı’nı sıkıştırıp, insanlarımızın moralini bozup, seçmenlerinin kafasını karıştırıp, oyların İmamoğlu’ndan yana dönme hamlesi olarak açıkladı.

ABD-İran sürtüşmesi

Diğer söylemler ise İran ile ABD arasındaki sürtüşmenin, sınırımız olan İran’la savaşa dönüşmesi. Muhtemel bir kredi not indirimi ve klasikleşen, F-35 ve S-400 muammaları. Tabi bunlar bahane türündeki söylemler. Ancak gerçek olan, dünyada alımlar varken, bizde yabancılar satıştaydı. Ve bu satışlar özellikle bankalarda yoğunlaştı. Garanti Bankası, Halk Bankası, İş Bankası, Akbank, Yapı Kredi bankası yüzde üçlerin üzerinde düşüş yaşayıp en çok satış yiyen bankalardı. Bankaları, THY, Galatasaray, Aselsan ve de Koza kağıtlarındaki yabancı satışları takip etti. Özetle yabancı her fırsatı ganimet sayıp, Türkiye’den kaçma, hisse satıp, tahvil satıp, bono satıp, bunları dolara, euroya dönüştürüp ülkesine dönme kararında gibi görünüyor.

Kim satıyor?

Gün içinde borsada satışları izlediğimizde, özellikle ABD, AB menşeli yabancı bankaların, yabancı yatırım bankalarının satışlara öncülük ettiğini gördük. Ve trioya Yahudi sahipli ABD’deki yatırım bankalarının da Gönüllü olarak katıldığını söylersek, Doğru bir saptamada bulunmuş oluruz.