EMINIM böyle bir düğün hiç seyretmemişsinizdir. İnsanın milli duygularını depreştiren, gözlerini yaşartan, tüylerini diken diken eden, Vatan millet sevgisinin, milliyetçiliğin ne kadar önemli olduğunu bir daha hatırlatan bir düğün. Yıllardır düğünlere derneklere giderim.

Ama böylesini ilk defa yaşadım, gördüm. Damat ve gelin nikâhları kıyılmak üzere platforma çıkıyorlar.

1.85’in üzerinde muhteşem, boylu poslu, asil ve de güzel iki TÜRK evladı. Damat elini kaldırıp tüm misafirlere, “Hoş geldiniz şeref verdiniz” diyerek, üç beş kelime etmek üzere izin talep ediyor.

Cevap alkışlarla geliyor.

Sarışın bir delikanlı, eline mikrofonu alıyor, çok güzel bir TÜRKÇE ile; “Şehitlerimiz için, gazilerimiz için, vatanımız için, milletimiz için, bayrağımız için Mustafa Kemal ve silah arkadaşları için, vatan için kanını veren, canını veren herkes için, sevgili misafirlerimizden bir talepte bulunmak istiyorum.

Bu ulvi ve de kutsal kavramlarımızı bir daha hatırlamak, kahramanları gururlandırmak için, bir dakikalık saygı duruşu ve de istiklal marşımızı okumak için, izninizi, gönül izninizi istiyorum.”

Cevap müthiş bir alkışla isteği onaylıyor. Ve saygı duruşunun ardından hep bir ağızdan İstiklal Marşı okunuyor.

Gür ve coşkulu bir şekilde.

İBB Florya Tesislerinde havuz başındaki nikâh ve düğün töreni, bir anda coşkulu bir hale geliyor. Mekânın her yanı al bayraklarla donatıldığından, hava daha da milli ve de heyecan verici bir hale geliyor.

Kim bu delikanlı?

Delikanlının adı Uğur Balkan Metel. İsim babalığını zamanın efsane vatan sevdalısı, Emniyet Müdürlerinden Uğur Gür yapmış, kendi adını kulağına üflemiş. Baba Ali Balkan Metel. Hayatının tamamını vatanına, miletine, bayrağına, Türk Milliyetçiliği mücadelesine adamış bir adam. Yıllarca Alparslan Türkeş’in korumalığını yapmış. Ülkücü İşçiler Sendikasının başkanlığını yapmış. Türk Milliyetçiliği ülkü ve idealini yaymak için hayatını ortaya koymuş biri. Silahlı çatışmalardan vücudunda kurşun yaraları olan biri. Aşırı solcular tarafından şah damarı kesilip hayatta kalan biri. Efsane bir Gümrük Muhafaza Başmüdürü. Hayatı kutsal vatanı için hep vurdulu kırdılı filmlerde geçmiş. Milli boksör, milli takımın zamanında boks hocası.

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun iki defa son anda hayatını kurtarmış, Asala militanlarına Türk’e silah çekmenin anlamını silahıyla anlatan, rahmetli Türk kahramanı Abdullah Çatlı’nın “BABA” diye hitap edip, saygısını gösterdiği biri. Adanalı ve de gözünü budaktan sakınmayan biri. Bu vatan millet mücadelesinin bedeli de ağır olmuş. Bir iki defa vurulmuş kurşunlanmış. Üst düzey bürokratken sürülmüş.

Çalıştığı devlet dairesinde ona çaycılık layık(!) görülmüş. Mesleği ile hiç alakası yokken kasap olarak et balık kurumuna atanmış. Habur ve İstanbul’da başmüdür olarak görev yaparken,silah kaçakçılarına, sigara kaçakçılarına, terörist geçişlerine büyük darbeler vurmuş, devlet hizmet madalyaları ile onurlandırılmış bir kahraman. İstanbul’da başmüdürken yöneten birinin kardeşinin milyarlarca dolarlık hayali ihracatını ortaya çıkardığı için Sinop’a sürülmüş biri. Ve bu kahramanın oğlu nasıl biri olur diyeceksiniz! İşte o sahnede eline mikrofonu alıp, vatan için millet için şehitlerimiz için gazilerimiz için,misafirlerini saygı duruşuna davet eden, onlara hep bir ağızdan İstiklal Marşı’nı okutan, Uğur Balkan Metel delikanlımız gibi olur. Kendine eş olarak naif, boylu poslu, sıcakkanlı, güzeller güzeli, duygulu bir TÜRK kızını Duygu’yu seçmiş,

Nikâh şahitliği

şte o güzel gecenin şahitlerinden biri de bendim. Duygu ile Uğur’un nikâh şahidiydim. Elimizde büyüyen delikanlımız, kuracağı yuvanın ilk temelini atarken benim onayımı istemiş. Tabii gurur verici bir durum. Bu görevimizi layıkıyla yerine getirdik. Ve bir şeyi gördük… Vatan millet sevdalısı evlatlar yetiştirmek için aile çok önemli. Aile bu işin ilköğretim yeri okulu, evlatlarımızı kucağımıza aldığımızda ne verirsek onu alır ve bu bilgileri yaşam boyu hep dağarcığında taşır.

Ve elimizde büyüyen, küçükken obur, yaramaz, muhteşem sevimli bir ufaklık olan Sevgili Uğur Balkan Metel’in de eşi ile birlikte böyle vatan sevdalısı evlatlar yetiştireceğine eminim. Ve bir küçük anekdot. Düğün adeta bozkurtların düğünüydü. Bayrakların gölgesinde, her köşeden kalkan ellerdeki bozkurt işaretleri işin son noktasıydı. Ha bir de düğünün bir şeref konuğu vardı. Bu düğün için taa Şırnak Şenoba da gelmişti. İki üç yaşındayken Uğur’un sevimli küfürlerine maruz kalan misafirimiz, Babat Aşiretinin kahraman korucu başı Hazım Babat’tı.