TÜRKİYE’de ekonomik çıkmazda olan bütün kulüpler BDDK ve TFF’nin yapacağı yapılandırmayı bekliyor. Ülkenin içinde bulunduğu koşullar göz önüne alınırsa “zor dostum zor” şarkısını daha çok söyleriz. UEFA’dan iyi haber beklediğini söyleyen Başkan Ahmet Ağaoğlu’nun hayali kabus oldu. Geçmişin bedelini ödüyor. Kazandıkları bu güzel başarının altını doldurmaya çalışıyorlar. İşleri zor. 210 milyon TL para bulmaları lazım. Başarıyı yakalamak için Fırtına Deresi’nin azgın sularını geçip çayda boğulmak tam da böyle bir şey olsa gerek. Mali Fair Play taahhütlerine uymadığı için üst kurula sevk edilen Trabzonspor’a, katı kuralları olan UEFA ne kadar esnek davranacak Haziran ayında göreceğiz. Ağaoğlu ve ekibinin ekonomik anlamda radikal tedbirler alıp borcu azaltarak, kadrosunu 36 milyon eurodan 12 milyon euroya indirmesi önemli bir referans olabilir. Türk futboluna, Dünya futboluna kazandırdığı gençlerle, altyapısı ile örnek oldu. Üreten bir takım oldu. Bu bile UEFA için önemli referans olabilir. Adamlar geçmişte yapılanlarla kandırıldığı için şimdi yoğurdu üfleyerek yiyorlar. Abdulkadir Ömür, Abdulkadir Parmak, Yusuf Yazıcı, Uğurcan Çakır ve Hüseyin Türkmen’in enerjisi kulübe, yönetime, Türkiye’ye çok iyi yansıdı. UEFA’ya neden yansımasın?

Trabzon’u yaşamak budur!

TARAFTARLAR, “Futbolcular şehre hiç girmiyor. Şehirden kopuk yaşıyor. Dedelerimizin, babalarımızın izlediği Ali Kemalleri, Şenolları, Kadirleri, Dozer Cemilleri, Turgayları, Necatilerin ruhunu taşıyan oyuncuları izlemek istiyoruz. Halkın içinde halkla birlikte yiyip içen, şakalaşan, paylaşan oyuncuların olmasını istiyoruz” diye sürekli yakınırlar. Bu gençler tam da taraftarın istediği futbolcu örnekleri. Abdulkadir Parmak boynunda Ramazan davulu, mahalleliyi sahura kaldırıyor. Ne güzel.. Yusuf Yazıcı taksi şoförü olmuş, ücretsiz dolmuşçuluk yapıyor. Onu ekranlarda izleyen çocuklarla ‘çak’ yapıyor... Abdulkadir Ömür yer sofrasında, sobanın başında mahalleden, köyden arkadaşları ile karnını doyuruyor. Hiçbiri arabasını kimsenin gözüne sokmuyor. Trabzon’un içinde olmak tam da budur. Ne güzel. 70’li yılların ruhunu taşıyan bu ekip korunmalı ve geliştirilmeli. Üzerine koyulmalı. Kurtuluş alt yapıda olduğuna göre, zincirin halkası büyütülmeli. Kolaycılığa kaçılıp, satılmamalı.

Kulübün geleceğini harcadık!

TRABZONSPOR’un içinde bulunduğu durumu yıllarca bıkmadan yazıyor, anlatıyoruz. Bizim anlattıklarımızı Muharrem Usta ve Ahmet Ağaoğlu yönetimlerinde bulunan Başkan yardımcısı Önder Bülbüloğlu üç cümle ile özetledi. İnsanın kanı donuyor. Çay TV’ de,”Trabzonspor’a Bakış” programına telefonla katılan Bülbüloğlu, “Biz 2016 yılında 4 yıllık bir süreçte Muharrem bey döneminde kulübü sıfırda sıfır pozisyonuna getireceğimizin sözünü vermiştik. İlk yıl buna uyduk ama ikinci ve üçüncü yılda bu işi darmadağın ettik, kulübün bütün geleceğini harcadık. Ağaoğlu yönetimiyle birlikte o yapılan pahalı transferlerin birçoğundan kurtulduk ve tamamen özümüze döndük, başarılı da olduk. Tüm Türkiye’nin beğenerek izlediği bir takım kurduk. Bu kadronun maliyeti 12 milyon eurolara düştü, şu an söylenecek hiçbir şey yok, çok doğruyu yapıyoruz. UEFA ceza kuruluna bunları yazdık. Bu yönetim pahalı oyuncularını sattı, alt yapısından kazandığı oyuncularla oynuyor. Zaten transfer yasağımız vardı, iyi ki de vardı, çünkü bu gençler bu kulübün geleceğidir” diyor. Bütün bunları yapanlar elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Trabzonspor’a hayati zarar verenler maalesef bedel ödemiyor...

Bu maç fırsattır...

BU hafta Trabzonspor ile Rizespor tarihi bir sınav verecek. İki komşu şehrin takımları ligi birlikte noktalayacak. Balığından-çayına, üretilen balına kadar ortak yanları var. Arı, Rize’de konduğu çiçeğin balını, Trabzon’daki kovanına taşıyor. Ya da tersi oluyor. Her evde Rizeli bir gelin, damadın olduğu göz önüne alınırsa, etle tırnak gibi iki şehrin takımı karşılaşacak. Bu tarihi fırsatı iki kulüp başkanı, İki ilin valisi, iki ilin belediye başkanı iyi değerlendirmeli. Gerginlikten beslenenlerin hevesini kursağında bırakmalıdır.

Üyeler silindi

TRABZONSPOR’da 10 bini aşkın üye ile yollar ayrıldı. Üyelere verilen 60 günlük süre doldu. Bu sürede duyarlı davranan sadece 600 kişi çıktı. 10 bini aşkın üyenin kayıtları silindi. Kimse, “Ben şu kadar, bu kadar Trabzonsporluyum” diye hava atmasın. “Biz büyük aileyiz” diyen herkes üyeliklerini yenileyip, aidatı ile kulübe ekonomik katkı sağlayabilirdi. Vefa dediğin böyle günde olur.

Ustayı kaybettik...

AYNI sütunları paylaştığım, meslek büyüğüm, değerli insan Taki Doğan ağabeyimizi kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşadım. Ankara’nın yorgun mesaisi onu aramızdan erken aldı. Ailesine Allah sabırlar versin. Mekanın cennet olsun Taki Abi, artık yoksun ve bir kişi eksiğiz!