Ortada bir rant olduğunu düşünmüyorum...
 
Yani, 'millete bir de poşet satıp kazıklayalım' mantığı olamaz...
 
Ucuz hesap bu...
 
Yeni uygulamayla marketlerin poşeti 25 kuruşa satma zorunluluğu, pek bir işe yaramaz çünkü...
 
Mesela, ben asla o parayı vermem...
 
Vermedim, vermiyorum, vermeyeceğim...
 
Poşetteki 25 kuruş kararının altındaki imza kime ait?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na...
 
Yani, bakanlık, bu kararı, çevreyi düşünerek aldı...
 
Haklı... Naylon poşet, doğada çözünmek bilmiyor...
 
Bu bir çözüm değil
 
Ammaaaaaaa!
Sorum eğer çevreyse...
 
Sorun eğer sağlıksa...
 
Sorun eğer geleceği düşünmekse...
 
Akla gelebilecek en son sorun, poşeti tüketiciye 'parayla satmak' olabilir...
 
Çünkü, bu bir çözüm değil... 
 
Tüketici parasını verir ve poşeti çöpe atar...
 
Eee ne oldu?... Çevre bildiğin kadar kirli, gelecek, bildiğin kadar karanlık...
 
Amaç, üzüm yemekse... Yani, çevreyi, ülkemizi ve dünyamızı bu zararlı atıktan kurtarmaksa, aslında akla gelecek en son çare (ki bu bir çare olamaz) poşeti, parayla satmak olurdu...
 
Sen bu dünyayı plastikten kurtarmak mı istiyorsun...
 
Sen bu ülkeyi naylon poşetten arındırmak mı istiyorsun...
 
Ver tanesine 5 kuruş... Millet toplasın sana getirsin.... Öde parasını... Bak bakalım doğada 1 tane bile naylon poşet kalıyor mu...
 
Yasaya göre, HIŞIR adı verilen ve doğada çabuk çözünen poşet türü, kapsam dışı...
 
Yani, bu tür poşetler ücretsiz olarak tüketiciye verilebiliyor...
 
O zaman, bu poşeti kullansın marketler...
 
Geçmişte olduğu gibi KESE KAĞIDI kullansın...
 
Hem doğaya katkı, hem ücretsiz...
 
Bu millet vere vere yoruldu çünkü...
 
Her yerimizde bir şeyler oynaşırken, kulak arkasını bari korumanın derdine düştü...
 
Ben, bunu bilir, bunu söylerim...
 
POŞETE PARA YOK!..
 
Sözün özü bu...
 
Bu konuda yaşanacak inatlaşmada iktidar asla kazanamayacak. Göreceksiniz bak!
 
Emekliye seyyanen zam şart!..
 
Yılın ilk ayındayız...
 
Maaşlara da giderlere de 'zam' ayıdır ocak... 
 
Ortada sürekli olarak rakamlar uçuşuyor...
 
Rakamlara baktığınızda, 2019 yılında maaşlar artmış gibi görünse de, hizmet ve ürünlere yapılan 'fiyat ayarlamaları' sonucunda, bu yıl cebimizden daha çok para çıkacak...
 
Gerçi cepte para olsa, ne kadar çıkacağıyla belki ilgilenmeyeceğiz ama, cepte de para olmayacak...
 
Ortadaki rakamlara kabaca bakacak olursak, tablo şu...
 
- Yürütmenin zirvesinin maaşına yüzde 26 zam yapıldı...
 
- Asgari ücrete yüzde 26 zam yapıldı...
 
Hala çözebilmiş değilim
 
- Neden greve gittiklerini hala çözemediğim İzmir'deki İZBAN işçileri, kendilerine verilen yüzde 30 zammı beğenmedi ki, yapılan grev de Cumhurbaşkanlığı kararıyla iki ay ertelendi...
 
- Elektriğe yüzde 10 indirim yapılmış gibi görünse de, aslında yüzde 6 oranında zam yapıldı. Çünkü, elektrik faturalarındaki 'nereden çıktığı belirsiz' kalemlerin oranı arttı...
 
- Alkollü içeceklere yüzde 14 zam yapıldı...
 
-Çarşı pazara çıkın... Domates 8 lira... Yani zamlandı... Karnabahar 7 lira... O da zamlandı... Sivri biber 16 lira... O iyice abarttı...
 
-Marketlere girin, tuvalet kağıdı bile 50 lira... Kağıt havlu 28 lira...
 
Bunlar, hep yeni yılın müjdeleri...
 
Hakka adalete uygun zam
 
Peki, Türkiye'de sayıları 12 milyonu bulan, eşleriyle ve bir bölümünün eğitim gören çocuklarıyla birlikte topladığınızda 30 milyona yaklaşan bir EMEKLİ kitlesi var...
&n