HEM bayramdır bugün, hem de matem... Hem doğum günümdür bugün, hem de şehitlerimizin ölümsüzlüğü... Hem ağlarım, hem coşarım... O kahramanları yad ederim anarım. Küllerinden doğan ulusumun varlığıdır bugün. Anamın adıdır Gelibolu, babamın adıdır Çanakkale... Ben ise Anadolu... 82 milyon kardeşimin ortak doğum günüdür bugün... Akranız, yaşıtız, gönüldaşız, 104 yaşındayız. Çanakkale, Anadolu’nun ‘Kabe’sidir. Anadolu’nun kapısıdır. Gelibolu, destanları yazdıranların otağıdır. O unutulmaz komutanların yuvasıdır. Bir ulusu yaratan, düşmanı batıran, Batı emperyalistlerini korkutan komutanlardır onlar. Biz Anadoluyuz... Biz o kahramanların torunlarıyız. Biz onların kutsal emanetlerini ilelebet korumayla görevli evlatlarıyız. Şehitlerinin kanlarıyla yıkanmış bu toprakları sonsuza kadar korumaya ant içmişiz bir milletiz.

82 milyonluk aileyiz

Ölümsüz şehitlerini bağrına basarken, düşman şehidine de saygılı olan, onurlu duruşuyla Dünyayı kendisine hayran bırakan bir neslin varisleriyiz biz... Dönümlerce, dekarlarca büyük açık hava müzesi ile zalimlerin yaptıklarını ibretlik olarak her daim yaşayan, yaşatanız biz... Dün 10 milyon, bugün 82 milyonluk aileyiz biz. Çanakkale’de tarih yazdıranız biz... Dünyanın öbür ucu Yeni Zelanda’sından, öbür ucu İngiltere’ye kadar birleşenlere, göğsünü kalkan edenleriz biz. Bugün Çanakkaleyiz... Çanakkale, Anadolu’nun anahtarı ise, ülkemin tapusunun da senedidir. Çanakkale destanı, dünyaya Mustafa Kemal gibi bir asker, bir deha çıkmasına neden olmuştur. Bugün Şehitler Günü... Bugün Çanakkale Zaferi’nin 104’üncü yıldönümü... Bugün ilim, bilim dünyasının hala çözemediği, üstünde tezler, araştırmalar yaptığı bir dahinin planlarıyla düşmanı püskürttüğümüz gün. Bugün Çanakkale’nin geçilmezliğinin hatıralara bir çivi gibi çakıldığı gün...

Zorbalığa mesaj

Dün geçilemeyen Çanakkale için, şimdi geçilsin diye köprüler yapıldığı gün bugün... 104 yıl önce yolgeçen hanı sanıp Çanakkale’yi geçmeye çalışan düşman zorbalığına bir mesajdır bu... Doğu ile Batı’yı yakınlaştıran, birleştiren köprü olacaktır Çanakkale’de verilmesi gereken ders! Bu bağlamda çok anlamlı olacaktır yapılmakta olan Çanakkale köprüsü. 1453’te ilk büyük travmasını yaşayan Haçlı anlayışı, bu kin, intikam ve hezimet duygusunu hala içinde büyütürken, üstüne kurulan üç köprü de ‘tek yön, tek istikamet barış’ yoludur esasında... Bir çağın kapanıp yeni bir çağın açılması gerçeğini benimseyememek çaresizliğidir yaşadıkları. Çanakkale geçilmezliği ile yeni bir çağ açılmasına izin bulunamamışlığın yansımasıdır bu...

Hem matem, hem düğün

Fatih Sultan Mehmet ile Mustafa Kemal Atatürk’ün unutulmazlığı işte bunun içindir... 30’lu yaşlarındaki genç yarbay Mustafa Kemal ve silahşorlarının kahramanlıkları, masalsı gerçek üstü bir başarı ise bir iş vardır bu işin içinde... Vatan, millet aşkı, Allah aşkıyla geleceği bize armağan eden, Büyük Kurtarıcı Atatürk ve arkadaşları ile 15’lik fidanların canlarını, kanlarını feda etmeleriyle bugün bu rahat ve refah ortamın lüksü içinde yaşamıyor muyuz?.. Bugün hem matem hem düğün günümüzdür... Bugün hem doğum günümüz hem de ölümsüzlüğümüzdür... Bugün Çanakkale kapılarının, demir ağlarla örüldüğü gündür... Geleceğimizdir... Çanakkale geçilmez, gidilir. Çanakkale’den ders değil, feyz alınır. Bugün benim doğum günümdür. Bugün bizim, biz olduğumuz gündür. Bugün Anadolu’dur, bugün Türkiye’dir.