İrem’cik, uslu ailesinin tek kızı.
Prensesi her şeyi.
Anne, baba eczacı.
Bir dediği iki edilmiyor.
İngilizceyi yurtdışında öğrendi.
Türkiye’nin seçme okullarından,
Koç lisesinde öğrenim görüyor.
Yani her şey güzel yolunda, hayata üst düzeyde hazırlanıyor.
Ancak, İrem kızımızın bir dileği var.
Güzel bir ev köpeği edinmek.
Ona bakmak onunla yaren olup, derslerinden bunaldığı anların kasvetini gidermek.
Ancak anne baba daha önce iki köpek baktıkları için,
İşin zorluğunu biliyorlar.
Ev, köpeği deyip geçmeyin.
Almak işin en kolay tarafı.
Mesele ona bakmakta.
Aşıları var, hastalığı var,
Bakımı, diş fırçalaması, gezdirmesi, yıkaması, kurutması, dışkısını toplaması,
Hastalığı ilaçları veterineri, tasmaları,
Yedirilmesi, içirilmesi.
Velhasıl kelam bayağı bir caba, masraf ve de vakit isteyen bir iş.
Bu sebeplerden dolayı köpek alım işine pek yanaşmıyorlar.
Ancak kızımız tek çocuk olmanın avantajını kullanarak diretiyor.
Ve sonuçta ailesini biraz yumuşatıyorlar.

Babası işi biraz yokuşa sürüyor;
“Sınıfında birinci olursan sana beğendiğin köpeği alırım” diyor.
Bu söz kızımız için itici bir güç oluyor.
Bütün yoğunluğunu derslerine veriyor.
Hakikaten sınıfını o yıl birincilikle geçiyor.
Eh baba sözünden dönecek değil ya!
Hadi bakalım köpek almaya.
Araştırıyorlar, Şile taraflarında her türlü ev köpeğinin yetiştirildiği
Bir köpek yetiştirme çiftliği buluyorlar.
Arabanın direksiyonunu oraya kırıyorlar.
Çiftlik hakikaten müthiş bir yer.
Her türlü süs –ev köpeği var.
Duvarları da oradan köpek alan bütün ünlülerin, sanatçıların, işadamların, resimleri ile süslü.
İrem kızımızı yavrularının arasına sokuyorlar.
Kızımızın kanı, cam güzlü, minicik, adeta yüzünde gülümseme olan bir köpeğe bir anda ısınıyor.
Yavruyu eline alıyor, sevmeye başlıyor.
Yavru da aynı karşılıkta cevap verip onu yalamaya, koynunun sıcaklığına sığınmaya çalışıyor.
Kızımız babasına dönerek;
“Baba alacağımız yavru bu. Buna çok ısındım. Çok sevdim,
Muhteşem bir hayvan” der.
Köpek seçimi bittikten sonra,
Sıra aksesuarlara geliyor.
Tıraş makası, pire tasması, gezdirme tasması,
Kemirmesi için kuzukulağı,kemiği,
İlaçları aşı karnesi, pasaportu, vitaminleri, bebek köpek yemleri.
Kene tasması, oyuncakları… Vs.
Özetle bir sürü ek masraf daha.

Neyse, işlem tamamlandıktan sonra Levent –Neslihan Uslu Ailesi,
Sıranın ödemeye geldiğini görüp soruyorlar:
“Borcumuz ne kadar?”.
Çiftlik görevlisi hesabı kitabi yapıyor;
“Köpeğin fiyatı 3 bin EURO, yanına verdiğimiz diğer gereçler yiyecekler ise,
500 EURO, toplam 3,5 EURO”
Rakamı duyan babanın önce söylenene inanası gelmiyor yine soruyor;
“Pardon 3500 TL demek istediniz galiba!”.
Görevli sadece gülümsüyor;
“Hayır, üstadım seçtiğiniz köpek erkek bir Toy Poodle, fiyatı da toplam 3,5 EURO”
Baba rakamı doğrulatınca, ensesinden belkemiğine doğru bir sıcaklığın indiğini
Hissediyor.Teskin olmak için bir sigara yakıyor.
25 bin liraya yakın bir para. Yarım ikinci el araba parası.
Köpek kızının koynunda, kucağında ,geri almak mümkün değil.
Söz verdi, sözünden dönmesi de söz konusu değil.
Sonuçta köpeği alet edevat ve yemleri ile birlikte alıp,
Evlerinin yolunu tutuyorlar.
Bunu niçin yazdım.
Kıssadan hisse türünden.
Süs-ev köpeği alacakların bu örneği de almaya gitmeden önce göz önünü almalarında yarar var.
Evde hayvan beslemek güzel de!
Bu işin maliyet ve de bakım tarafı da var.
Ve bu hiçte o kadar kolay değil.